MERKEZ KOMİTESİ'NİN SBKP(B)
XVI. PARTİ KONGRESİ'NE SİYASİ
FAALİYET RAPORU [36]
27 Haziran 1930
I
DÜNYA KAPİTALİZMİNİN BÜYÜYEN KRİZİ
VE SSCB'NİN DIŞ POLİTİK TAVRI
Yoldaşlar! XV. Parti Kongresi'nden beri ikibuçuk yıl geçti. Sanki fazla uzun bir zaman değilmiş gibi. Oysa bu süre içerisinde, halkların ve devletlerin yaşamında son derece ciddi değişiklikler meydana geldi. Geçen dönemi kısaca tanımlamak gerekirse,
dönüm noktası dönemi diyebiliriz. Sadece bizim için, SSCB için değil, dünyanın kapitalist ülkeleri için de bir dönüm noktası dönemiydi bu. Fakat buradaki dönüm noktasıyla oradaki dönüm noktası arasında temel bir fark vardır. Bu dönüm noktası SSCB için, yeni, önemli bir ekonomik
yükselme yönünde bir dönemeç oluştururken, kapitalist ülkeler için bu dönüm noktası iktisadi
gerilemeye doğru bir dönemeç anlamı taşımaktadır. Bizde, SSCB'de gerek sanayide, gerekse de tarımda sosyalist inşanın
artan yükselişi sözkonusudur. Orada, kapitalist ülkelerde ise, gerek sanayide gerekse de tarımda ekonominin
artan krizi söz konusudur.
Bugünkü durumun tablosu kısaca budur.
Kapitalist ülkelerde ikibuçuk yıl önce durumun nasıl olduğunu anımsayın. Kapitalizmin hemen hemen bütün ülkelerinde endüstriyel üretimin ve ticaretin büyümesi. Hemen hemen bütün tarım ülkelerinde, hammadde ve gıda maddeleri üretiminin büyümesi. En güçlü kapitalizmin ülkesinin halesinde bir ABD. "Refah" üzerine zafer marşları. Dolara onursuzca tapınma. Yeni tekniğe ve kapitalist rasyonalizasyona övgüler. Kapitalizmin (tensikat ve ıslahla) "sağlamlaşması" ve kapitalist stabilizasyonun sarsılmaz sağlamlığı çağının ilanı. Sovyetler ülkesinin "kaçınılmaz batışı", SSCB'nin "önüne geçilemez çöküşü" üzerine "genel" bir yaygara ve felaket tellallığı.
Dün durum böyleydi.
Ya bugünkü tablo nasıldır?
Bugün: Kapitalizmin hemen hemen bütün sanayi ülkelerinde ekonomik kriz. Bugün: Bütün tarım ülkelerinde tarım krizi. "Refah" yerine kitlesel sefalet ve işsizliğin olağanüstü boyutlarda artması. Tarımın kalkınması yerine, milyonlarca köylü kitlesinin mahvoluşu. Genelde kapitalizmin, özelde de Kuzey Amerikan kapitalizminin mutlak kudretine ilişkin hayaller yıkılıyor. Dolar ve kapitalist rasyonalizasyon şerefine söylenen zafer marşları gittikçe daha zayıflıyor. Kapitalizmin "hataları" üzerine karamsar sızlanmalar gittikçe güçleniyor. SSCB'nin "kaçınılmaz batışı" üzerine "genel" yaygara ise yerini, kriz her tarafı kasıp kavururken, ekonomisini geliştirmeye kalkışan "bu ülkeyi" cezalandırmak gerektiği üzerine zehirli bir "genel" cızırtıya bırakıyor.
Bugün gördüğümüz tablo budur.
Tam Bolşeviklerin iki ya da üç yıl önce söyledikleri gibi oldu.
Bolşevikler, kapitalist ülkelerde tekniğin gelişmesinin, üretici güçlerin ve kapitalist rasyonalizasyonun büyümesinin, milyonlarca işçi-köylü kitlesinin hayat standartlarına çekilen sınırlar karşısında, kaçınılmaz olarak ağır bir ekonomik krize
yol açacağını söylemişlerdi. Burjuva basını o zamanlar, Bolşeviklerin "ilginç kehanetleri"ni alaya almıştı. Sağ sapmacılar bu Bolşevik prognozu kabul etmeyerek, Marksist tahlilin yerine "örgütlü kapitalizm" liberal gevezeliğini koymuşlardı. Ya gerçekte ne oldu? Tam Bolşeviklerin söyledikleri gibi oldu.
Bunlar gerçeklerdir.
Şimdi, kapitalist ülkelerdeki ekonomik kriz üzerine verileri incelemeye geçelim.
Dünya
Ekonomik Krizi