k) Döviz Rezervleri ve Tahıl İthali Üzerine
Son olarak, tahıl ithali ve döviz rezervleri üzerine birkaç söz. Rikov ve yakın dostlarının, yurtdışından tahıl ithali sorununu birçok kez ortaya atıklarını söylemiştim. Rikov başlangıçta, 80 -100 milyon pud tahıl ithal etmekten söz ediyordu. Bu, yaklaşık 200 milyon ruble döviz demekti. Daha sonra, 50 mil-yon pud ithal edilmesi sorununu ortaya attı, bu da 100 milyon ruble karşılığı döviz demekti. Bunu reddettik ve sanayimiz için donatım ithal etmek üzere ayırdığımız dövizleri harcamaktansa, Kulaklara baskı yaparak hiç de az olmayan tahıl fazlalarını zorla almanın yeğ olduğuna karar verdik.
Şimdi Rikov cephe değiştiriyor. Kapitalistlerin bize krediyle tahıl vermek istediklerini, ama bizim güya almak istemediğimizi iddia ediyor. Elinden birçok telgraf geçtiğini, bunlardan, kapitalistlerin bize krediyle tahıl vermek istediklerinin anlaşıldığını söyledi. Meseleyi öyle koydu ki, sanki içimizde birileri, ya kapris nedeniyle, ya da anlaşılmaz herhangi bir nedenden ötürü krediyle tahıl almak istememektedir.
Bunlar aptalca şeyler, yoldaşlar. Batılı kapitalistlerin ani-den duygulanıp, on milyonlarca pud tahılı neredeyse bedavaya, ya da uzun vadeli krediyle vermek istediklerine inanmak gülünçtür. Bu aptalca birşey, yoldaşlar.
Peki öyleyse sözkonusu olan nedir? Sözkonusu olan, çeşitli kapitalist grupların, altı aydan bu yana ağzımızı aradıkları, mali olanaklarımızı, kredi itibarımızın durumunu, kararlılığımızı öğrenmeye çalıştıklarıdır. Paris, Çekoslovakya, Amerika ve Arjantin'deki ticari temsilcilerimize başvurup, son derece kısa vadeli üç ay, ya da en fazla altı ay krediyle tahıl satmayı vaaddediyorlar. Amaçları, bize krediyle tahıl satmaktan çok, gerçekten zor durumda olup olmadığımızı, maddi olanaklarımızın gerçekten tükenip tükenmediğini, maddi durumumuzla ilgili olarak, ayağımızı sağlam zemine basıp basmadığımızı, bize attıkları oltaya gelip gelmeyeceğimizi öğrenmektir.
Kapitalist dünyada şimdilerde bizim maddi olanaklarımız üzerine çokça tartışılmaktadır. Bazıları, artık iflas ettiğimizi ve Sovyet iktidarının çökmesinin birkaç ay, hatta hafta meselesi olduğunu söylüyor. Diğerleri ise, bunun doğru olmadığını, Sovyet iktidarının yerinde sağlam durduğunu, maddi olanaklara ve yeterli tahıla sahip olduğunu ifade ediyor.
Şu an önümüzdeki görev, gerekli kararlılığı ve dayanıklılığı göstermek, krediyle tahıl satma hususunda sinsi vaadlere kanmamak ve tahıl ithal etmeden yapabileceğimizi kapitalist dünyaya göstermektir. Bu sadece benim görüşüm değil. Politbüro çoğunluğunun görüşü bu.
Bu nedenle, SSCB'ye, 1 milyon dolarlık tahılı krediyle ithal etmek isteyen Nansen gibi yardımseverlerin tekliflerini reddetme kararı aldık.
Yine bu nedenle, bize krediyle az miktarda tahıl satmak isteyen, kapitalist dünyanın Paris, Amerika ve Çekoslovakya'daki haberalma ajanlarına red yanıtı verdik.
Yine bu nedenle, tahıl tüketiminde büyük oranda tasarruf
yapılması, tahıl alımında büyük bir örgütlülük sağlanması kararı aldık.
Bununla iki amaç güdüyorduk: Bir yanda, tahıl ithal etmeden yapmak ve böylece sanayi donatımları ithali için dövizi el-de tutmak; öte yanda, bütün düşmanlarımıza, ayağımızın sağlam yere bastığını ve sadaka vaatleri tuzağına düşmeye niyetli olmadığımızı göstermek.
Böyle bir politika doğru muydu? Bunun tek doğru politika olduğunu düşünüyorum. Bu politika, sadece ülkemizde tahıl el-de etmenin yeni olanaklarını ortaya çıkardığından değil, aynı zamanda, tahıl ithal etmeden yaparak ve kapitalist dünyanın haberalma ajanlarına red cevabı vererek, uluslararası durumumuzu sağlamlaştırdığımız, kredi itibarımızı yükselttiğimiz ve Sovyet iktidarının "yakında çökeceği" safsatalarını kesin biçimde çürüttüğümüz için de doğruydu.
Bu günlerde Alman kapitalistlerinin temsilcileriyle bazı öngörüşmeler yaptık. Bize 500 milyonluk bir kredi vermeyi vaadettiler, gerçekten de, kendi sanayileri için Sovyet siparişlerini garantilemek amacıyla bu krediyi vermenin zorunluluğunu anlamış görünüyorlar.
Bu günlerde, Sovyet iktidarının istikrarlı olduğunu, Sovyetlerden alacakları sanayi siparişlerini garantilemek için kredi vermenin uygun olacağını saptamak için, İngiliz Muhafazakârlarının bir delegasyonu geldi.
Öyle inanıyorum ki, biraz önce sözünü ettiğim gerekli kararlılığı göstermeseydik, bu yeni kredi olanaklarına herşeyden önce Almanlardan, daha sonra da bir grup İngiliz kapitalistinden gelen önerilere sahip olamazdık.
Dolayısıyla, hayali tahılı, hayali uzun vadeli krediyle almayı güya kapris nedeniyle reddettiğimiz iddiasından söz edilemez. Önemli olan, düşmanlarımızın yüzünü tanımak, gerçek niyetlerini anlamak ve uluslararası durumumuzun sağlamlaşması için zorunlu dayanıklılığı göstermektir.
Tahıl ithalini, yoldaşlar, bu nedenlerle reddettik. Gördüğünüz gibi, tahıl ithali sorunu, kesinlikle Rikov'un burada gösterdiği kadar basit değildir. Tahıl ithali sorunu, uluslararası durumumuzla ilgili bir sorundur.
PARTİ ÖNDERLİĞİ SORUNLARI