KÜTÜPHANE | LENIN | ESERLER 4

I GERİCİLİK YILLARI 1908 – 1911

DOĞRU YOLDA[1]

Parti için bir dağılma yılını">

KÜTÜPHANE | LENIN | ESERLER 4

I GERİCİLİK YILLARI 1908 – 1911

DOĞRU YOLDA[1]

Parti için bir dağılma yılını, bir ideolojik-politik çözülme yılını, bir çözümsüzlük yılını geride bıraktık. Parti örgütlerinin tümü üye yitirdi, bazıları –özellikle de üyeleri arasında en az proleter bulunanlar– parça parça oldu. Devrimin yarattığı yarı-legal Parti kuruluşları birbiri ardından yokoldu. Parti içinde yıkımın etkisi altında olan bazı unsurlar için, şimdiye kadarki Sosyal-Demokrat Parti'nin ayakta tutulup tutulmaması, onun davasının sürdürülüp sürdürülmemesi, yeniden illegaliteye geçilip geçilmemesi ve bunun nasıl yapılması gerektiği kuşkuyla karşılanır hale geldi – ve bu soruya aşırı sağcılar, ne pahasına olursa olsun, hatta Parti'nin programı, taktiği ve örgütünden açıkça vazgeçme pahasına legalleşme anlayışıyla bir yanıt verdiler (Tasfiyeciler denilen akım). Hiç kuşkusuz kriz salt örgütsel değil, aynı zamanda ideolojik-politik bir krizdi.

Kısa süre önce yapılan Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi Tüm-Rusya Konferansı, Parti'yi yeniden yoluna sokuyor ve karşı-devrimin zaferinden sonra Rus işçi hareketinin gelişiminde reddedilmez bir dönüm noktası oluşturuyor. Partimizin Merkez Komitesi tarafından çıkarılan özel “Bülten”de yayınlanmış olan Konferans kararları, MK tarafından onaylanmıştır ve dolayısıyla bir sonraki kongreye kadar tüm Parti'nin kararlarını temsil etmektedirler. Bu kararlarda, krizin nedeni ve anlamı sorusuna olduğu kadar, krizden çıkış çarelerine de gayet kesin bir yanıt verilmektedir. Örgütlerimiz, eğer Konferans kararlarının ruhuna uygun çalışır ve tüm Parti fonksiyonerlerinin Parti'nin şu anki görevlerini açık ve tam olarak anlamalarını sağlamayı başarırlarsa, güçlerini sağlamlaştıracak ve birlik içinde ve canlı bir devrimci sosyal-demokrat çalışmada toplayacak halde olacaklardır.

Parti krizinin ana nedenine, örgütlenme üzerine kararın gerekçe sinde işaret edilmektedir. Bu ana neden, işçi partisinin kendisini onlardan temizlemek zorunda olduğu, işçi hareketine esas olarak burjuva-demokratik devrimin yakın bir zaferini umarak katılmış ve gericilik dönemine dayanamamış olan ikircikli entelektüel ve küçük-burjuva unsurlardır. Bunların istikrarsızlığı, gerek teori alanında (“devrimci Marksizmden ricat etme”: Mevcut Durum Üzerine karar), gerekse de taktik alanında (“şiarların budanması”) ve Parti'nin örgütsel politikası alanında kendini gösterdi. Sınıf bilinçli işçiler bu istikrarsızlığa karşı çıktılar, Tasfiyeciliğe karşı enerjik bir biçimde cephe aldılar ve Parti örgütlerinin işlerinin yönetimini ve önderliğini bizzat kendi ellerine almaya başladılar. Eğer Partimizin bu temel çekirdeği dağılma ve kriz unsurlarını hemen ortadan kaldırmayı başaramadıysa, bunun nedeni yalnızca, karşı-devrimin zaferi karşısında görevin büyük ve zor olması değil, aynı zamanda devrimci anlayışa sahip, ama yeterli sosyalist bilinci olmayan işçiler arasında Parti'ye karşı belli bir kayıtsızlığın egemen olmasıydı. Bu yüzden, dağılmaya ve yalpalamalara karşı mücadele araçları üzerine sosyal-demokrasinin görüşünü ifade eden Konferans kararları, ilk planda tam da Rusya’nın sınıf bilinçli işçilerine yönelmiştir.

Sınıflar arasındaki mevcut karşılıklı ilişkilerin ve Çarlığın yeni politikasının Marksist tahlili; Partimizin önüne koymaya devam ettiği en yakın mücadele hedefinin gösterilmesi; devrimci sosyal-demokrat taktiğin doğruluğu sorununda devrimin öğretilerinin takdiri; parti krizinin nedenlerinin aydınlatılması ve buna karşı mücadelede Parti'nin proleter unsurlarının rolünün gösterilmesi; illegal ve legal örgütler arasındaki ilişki sorununun karara bağlanması; Duma kürsüsünden yararlanma ve Duma fraksiyonumuz için, hatalarının doğrudan eleştirisiyle bağıntılı olarak eksiksiz direktifler hazırlama zorunluluğunun kabulü — işçi sınıfının partisi tarafından içinde bulunduğumuz zor dönemde izlenecek sağlam yol sorusuna ayrıntılı bir yanıt veren Konferans kararlarının ana içeriği budur. Bu yanıtı biraz daha dikkatlice inceleyelim.

Sınıfların politik gruplaşmaları itibariyle karşılıklı ilişkisi, geride bıraktığımız, kitlelerin doğrudan devrimci mücadelesi dönemi için karakteristik olan aynı ilişkidir. Köylülüğün ezici çoğunluğu, yarı-feodal toprak mülkiyetini ortadan kaldıran ve Çarlık devrilmeden düşünülemeyecek olan bir tarım devrimini amaçlamadan edemez. Gericiliğin zaferi, sağlam bir örgütlenmeyi beceremeyen köylülüğün demokratik unsurları üzerinde özellikle bunaltıcı bir yük oluşturdu, ancak tüm baskılara rağmen, koyu gerici Duma’ya rağmen, Trudoviklerin[2] aşırı istikrarsızlığına rağmen, köylü kitlelerinin devrimci ruhu, Üçüncü Duma’nın tartışmalarından açıkça görülebiliyor. Proletaryanın Rusya’da burjuva-demokratik devrimin görevlerine ilişkin temel tutu-mu değişmeden kalıyor: demokratik köylülüğe önderlik etmek, onu, Oktob-ristlerle[3] ufak tefek, kısmi anlaşmazlıklara rağmen bunlara yakınlaşmaya devam eden ve son zamanlarda bir ulusal liberalizmi hayata geçirmeye ve Çarlığı ve gericiliği şovenist bir ajitasyonla desteklemeye çalışan liberal burjuvazinin, Kadet Partisi'nin etkisinden kurtarmak. Mücadele şimdi de –deniyor kararda– monarşinin tamamen ortadan kaldırılması ve politik iktidarın proletarya ile devrimci köylülük tarafından ele geçirilmesi için yürütülmeye devam etmektedir.

Otokrasi önceden olduğu gibi şimdi de, proletaryanın ve tüm demokrasinin baş düşmanıdır. Ancak onun aynı kaldığını varsaymak yanlış olurdu. Stolipin “Anayasa”sı ve Stolipin’in tarım politikası, eski yarı-pederşahi, yarı-derebeylikçi Çarlığın dağılmasında yeni bir aşama, onun bir burjuva monarşisine dönüşmesi yolunda yeni bir adım anlamına gelmektedir. Mevcut durumun bu karakterizasyonunu ya hepten silmek isteyen ya da “burjuva” yerine “plütokratik”i koymak isteyen Kafkasya delegeleri, yanlış bir bakış açısına sahipti.[4] Otokrasi çoktan beri plütokratiktir, fakat ancak tarım politikası temelinde ve tüm ülke çapında burjuvazinin belirli tabakalarıyla örgütlenmiş olan doğrudan ittifak temelinde, ancak devrimin birinci aşamasından sonra, onun darbelerinin etkisi altında burjuvalaşmaktadır. Otokrasi öteden beri burjuvaziyi özenle besledi, burjuvazi öteden beri ruble sayesinde hem “zirve”de kendine yer açtı, hem de yasama ve yönetim üzerinde etkinlik ve yüksek aristokrasinin yanında yer kazandı; ama mevcut durumun özelliği, otokrasinin burjuvazinin belirli tabakaları için bir temsil organı yaratmak, onlarla derebeyler arasında belli bir denge tutturmak, Duma içinde bu tabakaların ittifakını örgütlemek, köylünün pederşahiliğine bağladığı tüm umudundan vazgeçmek ve Köy Birliği'ni yerle bir eden köyün varlıklıları arasında kırsal yığınlara karşı bir dayanak aramak zorunda kalmış olmasından ibarettir.

Otokrasi görünürde anayasal kurumlar paravanası ardına gizleniyor, ama aynı zamanda Çar’ın Pruşkyeviç ve Guçkov’larla –ve yalnızca bunlarla– ittifakı sayesinde, onun sınıf karakteri gerçekte daha önce görülmemiş biçimde açığa çıkıyor. Otokrasi, burjuva devrimin objektif olarak zorunlu görevlerinin çözümünü –burjuva toplumun işlerini gerçekten yöneten bir temsil kurumunun yaratılması, kırda ortaçağdan kalma karmakarışık ve miyadı dolmuş tarımsal ilişkilerin temizlenmesi– üstlenmeye çalışıyor; fakat otokrasinin bu yeni adımlarının pratik sonucu şimdiye dek tamı tamına bir sıfırdır, ve bu sadece, tarihsel görevin çözümü için başka güçlerin ve başka araçların gerekli olduğunu daha açık gösteriyor. Politikaya vakıf olmayan milyonlarca kitlenin bilincinde şimdiye dek otokrasi, genelde halk temsilinin karşıtı olarak kavranıyordu; şimdi artık mücadele önüne daha dar bir hedef koyuyor, görevlerini daha somut şekilde, halk temsilinin karakterini ve önemini bizzat belirleyen devlet iktidarı için mücadele olarak belirliyor. Bu yüzden III. Duma, eski Çarlığın dağılmasında, politikasının maceracılığının artmasında, eski devrimci görevlerin derinleştirilmesinde, bu görevlerin yerine getirilmesi için mücadele arenasının (hakeza mücadeleye katılanların sayısının) genişletilmesinde özel bir aşama anlamına gelir.

Bu aşamayı geçmek zorundayız; mevcut durumun yeni koşulları yeni mücadele biçimlerini gerektiriyor; Duma kürsüsünden yararlanma mutlak bir zorunluluktur; proletarya kitlelerini uzun süreli eğitme ve örgütleme çalışması ön plana çıkıyor; illegal ve legal örgütün kombine edilmesi Partinin önüne özel görevler çıkarıyor; liberaller ve Tasfiyeci entelektüeller tarafından gözden düşürülmüş olan devrim deneyiminin popülarize edilmesi ve açıklanması hem teorik, hem de pratik amaçlar için gereklidir. Fakat, mücadelenin yeni yöntemleri ve araçları içinde, yeni koşulları hesaba katmayı bilmek zorunda olan Parti'nin taktik çizgisi aynı kalıyor. Devrimci sosyal-demokrat taktiğin doğruluğu –deniyor Konferans kararlarından birinde– 1905–1907 yıllarının kitle mücadelesi deneyimiyle doğrulanmıştır. Bu birinci kampanyanın sonucunda devrimin yenilgisi, görevlerin yanlışlığını, en yakın hedeflerin “ütopikliği”ni, araç ve yöntemlerin yanlışlığını değil, güçlerin yetersiz hazırlanmış olduğunu ve devrimci krizin derinlik ve boyutunun yetersiz olduğunu göstermiştir, fakat Stolipin ve suçortakları krizi derinleştirmek ve genişletmek üzerinde övülmeye değer bir gayretle çalışıyorlar! Varsın liberaller ve kafasızlaşmış entelektüeller, özgürlük uğruna ilk gerçekten kitlesel meydan savaşından sonra cesaretlerini yitirip, korkakça şöyle desinler: Bir kez yenildiğiniz yere gitmeyin, bu uğursuz yola tekrar ayak basmayın! Sınıf bilinçli proletarya onlara şu yanıtı verecektir: Tarihin büyük savaşları ve devrimin büyük görevleri ancak, ileri sınıflar tekrar tekrar saldırıya geçtikleri ve yenilgi deneyimiyle akıllanmış olarak zaferi kazandıkları için yapılabilmiş ve çözülebilmiştir. Yenilen ordular iyi öğrenir. Rusya’nın devrimci sınıfları ilk savaşta yenildiler, ama devrimci durum sürüyor. Yeni biçimlerde ve yeni bir yoldan –bazen istediğimizden çok daha yavaş şekilde– devrimci kriz ikinci kez yükseliyor, yeniden olgunlaşıyor. Daha geniş kitlelerin buna hazırlanması için uzun süreli bir çalışma, daha yüksek ve somut görevleri göz önüne alan daha ciddi bir hazırlık yapmalıyız; ve bu ne kadar başarılı yapılırsa, yeni mücadelede zafer o kadar kesin olacaktır. Rus proletaryası, 1905’te kendi önderliği altında, kölelerden oluşan bir ulusun ilk kez Çarlığa saldıran milyonlarca kişilik bir orduya, bir devrim ordusuna dönüşmüş olmasından gurur duyabilir. Ve aynı proletarya şimdi, daha da güçlü bir devrimci gücün yeni kadrolarının eğitimi ve yetiştirilmesi çalışmasını yorulmadan, inatla ve sabırla yerine getirmeyi bilecektir.

Duma kürsüsünden yararlanmak, daha önce açıkladığımız gibi, bu eğitim ve hazırlık çalışmasının gerekli bir unsurudur. Konferansın Duma fraksiyonu üzerine kararı, Partimize –eğer tarihte örnek aranmak istenirse– Alman sosyal-demokratlarının Olağanüstü Hal Yasası[5] altındaki deneyimine en yakın olan yolu gösteriyor. İllegal Parti Duma fraksiyonundan yararlanmayı bilmeli, öğrenmeli, onu görevlerinin üstesinden gelecek bir Parti örgütü olarak eğitmelidir. Fraksiyonun geri çağrılması sorununu ortaya atmak (Konferansta bu sorunu doğrudan koymayan iki “Otzovist”* vardı), ya da hatalarının doğrudan ve açık eleştirisinden, bu hataların kararda sayılmasından vazgeçmek (Konferansta birçok delege bunu savundu),** çok yanlış bir taktik ve mevcut durumun emrettiği yorulmaz proleter çalışmanın gereklerinden çok üzücü bir sapma olurdu. Karar, sadece fraksiyonun tek başına sorumlu olmadığı ve bütün Parti örgütlerimizin kaçınılmaz hatalarıyla kesinlikle örtüşen hataları olduğunu tamamen kabul ediyor. Fakat daha başka hatalar da vardır: Partinin politik çizgisinden sapmalar. Madem ki bu sapmalar bir kez olmuştu ve açıkça tüm Parti adına ortaya çıkan bir örgüt tarafından işlenmişti, Parti, bunların sapma olduğunu açık ve kesin biçimde söylemekle yükümlüydü. Batı Avrupa sosyalist partilerinin tarihinde, parlamento fraksiyonunlarının partiyle anormal ilişki örneklerine birçok kez rastlanmıştır; bugüne dek Latin ülkelerinde*** bu ilişkiler sık sık anormaldir, fraksiyonlar yeterince parti ruhu göstermezler. Biz Rusya’da sosyal-demokrat bir parlamentarizmin yaratılmasına ta başından itibaren farklı yaklaşmak zorundayız, her sosyal-demokrat temsilcinin, Parti'nin arkasında olduğunu, hatalarından ıstırap duyduğunu, ona yol göstermeye çalıştığını gerçekten de hissetmesi için

— ve her Parti fonksiyonerinin Partinin Duma’daki genel çalışmasına katılması, attığı adımların objektif Marksist eleştirisinden ders çıkarması, ona yardım etme yükümlülüğünün bilincinde olması ve fraksiyonun özgül çalışmasının Partinin tüm propaganda ve ajitasyon faaliyetine tabi kılınması yönünde etkide bulunması için, ta başından itibaren bu alanda elbirliğiyle yoldaşça bir çalışmaya koyulmalıyız.

Konferans, sosyal-demokrat Duma fraksiyonunun tüm bir toplantı

* Stanislav Volski (A. V. Sokolov) ve M. N. Lyadov (Mandelstamm). —Alm.

Red. ** Menşevikler. —Alm. Red. *** İtalya, Fransa, İspanya, Portekiz ve Romanya. —Alm. Red.

devresi boyunca faaliyetine tavır takınan, Parti'nin en önemli örgütlerinden delegelerin ilk yetkili toplantısıydı. Ve Konferans kararı, Partimizin Duma’daki çalışmasını nasıl ele alacağını, bu alanda kendisinden olduğu kadar fraksiyondan da hangi sıkı taleplerde bulunacağını, gerçekten sosyal-demokrat bir parlamentarizmin ortaya konmasında nasıl sarsılmaz ve yorulmaz biçimde çalışmaya kararlı olduğunu açıkça gösteriyor.

Duma fraksiyonuyla ilişki sorununun bir taktik ve bir de örgütsel yanı vardır. Örgütsel bakımdan Duma fraksiyonu üzerine karar, sadece, genel, Konferans tarafından örgütlenme sorununa ilişkin direktifler üzerine kararda saptanmış olan örgütsel politika ilkelerinin özel bir duruma yeniden uygulanmasıdır. Konferans tarafından bu sorunda RSDİP içinde iki ana akım saptanmıştır: ağırlık noktasını illegal Parti örgütüne veren akım ve az çok Tasfiyecilikle akraba olan ve ağırlık noktasını legal ve yarı-legal örgütlere veren akım. Mevcut durum, daha önce gösterdiğimiz gibi, özellikle entelektüeller, ama kısmen de işçiler arasında belli sayıda parti fonksiyonerinin Parti'den ayrılmasıyla karakterizedir. Tasfiyeci akım, en iyi, en aktif unsurların Parti'yi terkedip, faaliyet alanı olarak legal örgütleri mi seçtikleri, yoksa Parti'den “kararsız entelektüel ve küçük-burjuva unsurların” mı ayrıldığı sorusunu soruyor. Tasfiyeciliği şiddetle red ve mahkûm eden Konferans'ın, ikinci varsayım doğrultusunda yanıt verdiğini söylemeye bile gerek yok. Partinin en proleter unsurları, aydınların ilkede en kararlı ve en sosyal-demokrat unsurları RSDİP’e sadık kaldılar. Parti'den ayrılmalar, onun temizlenmesidir, kararsız ve güvenilmez dostlardan, her zaman yalnızca bir süre proletarya ile yürüyen ve küçük-burjuvazi ya da “deklase” olmuşlar, yani şu ya da bu sınıfın üyesi olarak raydan çıkmış kişilerden oluşan “yol arkadaşları”ndan (Mitläufer) kurtuluşudur.

Parti örgütü ilkesinin bu değerlendirilişinden, Konferans tarafından izlenen örgütsel politika çizgisi de kendiliğinden çıkar. İllegal parti örgütünün sağlamlaştırılması, tüm çalışma alanlarında parti hücrelerinin oluşturulması, ilk planda “her endüstriyel girişimde, sayıları az da olsa sadece Parti üyelerinden oluşan işçi komiteleri”nin kurulması, yönetici fonksiyonların sosyal-demokrat hareketin bizzat işçi çevrelerinden gelen önderlerinin elinde yoğunlaşması — günün görevi budur. Ve tabii ki bu hücre ve komitelerin görevi, tüm yarı-legal örgütlerden ve mümkün olduğunca da legal örgütlerden yararlanmak, “kitlelerle sıkı bir bağ”ı korumak ve çalışmayı sosyal-demokrasinin kitlelerin tüm taleplerini benimseyeceği şekilde yönetmek olmalıdır. Her hücre ve işçilerden oluşan her parti komitesi, “kitleler arasında ajitasyon, propaganda ve pratik-örgütsel çalışmanın bir üssü” haline gelmek zorundadır, yani mutlaka kitlenin gittiği yere gitmek ve adım başında, onun bilincine sosyalizme doğru yön vermeye, tek tek her sorunu proletaryanın genel görevleriyle bağıntılandırmaya, her örgütsel başlangıcı bir sınıfsal birlik meselesine dönüştürmeye, kendi enerjisiyle, kendi ideolojik etkisiyle (ama doğal olarak, ünvan ve makama dayanarak değil) bütün legal proleter örgütlerde yönetici rolü kazanmaya çabalamak zorundadır. Varsın bu hücre ve komiteler bazen sayısal olarak bir hayli zayıf olsun, buna karşılık, aralarında parti geleneği ve parti örgütü bağı olacak ve belirli bir sınıf programı bulunacaktır; böylece Par-ti'ye sadık iki-üç sosyal-demokrat, şekilsiz bir legal örgüt içinde eriyip gitme tehlikesine düşmeyecek, tersine her koşul altında, ilişkiler nasıl şekillenirse şekillensin ve düşünülebilecek her durumda kendi parti çizgisini izleyecekler, çevrelerine partinin bütününün isteği doğrultusunda etkide bulunacak ve çevreye yenik düşmeyeceklerdir.

Şu ya da bu kitle örgütü dağıtılabilir, legal sendikal birlikler izlenerek yokedilebilir, polisiye baskılarla, karşı-devrimci bir rejim altında işçilerin kamuoyu önündeki her türlü inisiyatifi akamete uğratılabilir, fakat kapitalist bir ülkede dünyanın hiçbir gücü işçilerin kitlesel birliğini engelleyemez; Rusya ise artık böyle bir ülke olmuştur. İşçi sınıfı şu ya da bu biçimde, legal ya da yarı-legal, açık ya da gizli, birleşmenin şu ya da bu olanağını bulacaktır — her yerde ve her zaman sınıf bilinçli, Parti'ye sadık sosyal-demokratlar kitlelerin önünde yürüyecek, her yerde ve her zaman kitleler üzerinde parti ruhu doğrultusunda etkide bulunmak için kendi aralarında birleşeceklerdir. Açık devrimde, 1905 Devrimi'nde milyonları hem greve hem de ayaklanmaya ve 1906–1907 yıllarında seçimlere götürmeyi başaran bir sınıf partisi olduğunu kanıtlayan sosyal-demokrasi, şimdi de en zor zamanlarda bütün orduyla teması yitirmeyen, bu zor zamanları aşmasına, saflarını yeniden kaynaştırmasına ve yeni, durmadan yeni savaşçılar çıkarmasına yardımcı olmayı bilen sınıfın partisi, kitle partisi, öncü olarak kalmayı bilecektir.

Varsın Duma içindeki ve dışındaki koyu gerici Kara Yüzler[6] başkentte ve ülkenin ücra köşelerinde zafer çığlıkları atıp ulusunlar, varsın gericilik kudursun — çok bilgiç Bay Stolipin, dengesini sağlamak için mücadele eden otokrasiyi devrilmeye yaklaştırmadan, yeni bir politik olanaksızlıklar ve saçmalıklar düğümü atmadan, proletarya saflarına, köylü kitlelerin devrimci unsurlarının saflarına yeni ve taze güçler katmadan tek adım atamaz. Kitlelerle bağ içinde hedef bilinçli bir çalışma için iyice yerleşmeyi bilen, proletaryanın her yaşam belirtisini sosyal-demokrat anlayışla etkileyecek biçimde güçlerini yönlendirecek olan onun öncüsünü örgütlemeyi bilen ileri sınıfın partisi — bu parti, ne pahasına olursa olsun yenecektir.

Şubat [Ocak] 1909

>>>MEVCUT DURUM VE PARTİNİN GЦREVLERİ ЬZERİNE BİR KARAR TASLAĞI