ANA SAYFA | KÜTÜPHANE | LENIN | eserler 9

Eserler 9

RKP(B) XI PARTİ KONGRESİ'NE MERKEZ KOMİTESİ'NİN  SİYASİ RAPORU"4)
27 Mart ı922

<<SİYASİ RAPOR SAYFA 1

SAYFA 2

Ben">

 ANA SAYFA | KÜTÜPHANE | LENIN | eserler 9

Eserler 9

RKP(B) XI PARTİ KONGRESİ'NE MERKEZ KOMİTESİ'NİN  SİYASİ RAPORU"4)
27 Mart ı922

<<SİYASİ RAPOR SAYFA 1

SAYFA 2

Ben, komünist sempatiler açısından değiL, ekonominin ve toplumsal düzenin biçimlerinin gelişimi açısından komünist yarişmadan söz ettim. Bu bir yarişma değil, kapitalizmle komünizm arasında umutsuz, çılgın, son değilse de sona yaklaşan bir ölüm kalım mücadelesidir. Ve burada sorun çok açık konmalıdır: Gücümüz nerededir, eksiğimiz nerededİr? Elimizde tamamen yeterli politik iktidar var. Komünistlerin,
Komünist Partisı'nin, şu ya da bu pratik sorunda, şu ya da bu. ticari kururnda yeterince güce sahip olmadığını iddia etmek isteyen birini bulmak zor olacaktır. Esas ekonomik güç elimizdedir. Yaşamsal öneme sahip bütün büyük işletmeler, demiryolları vs. hepsi elimizdedir. Kiraya verilmiş işletmeler yer yer ne kadar gelişmiş de olsa genelde önemsiz bir roloynar, genelde yok denecek kadar az bir kısımdır.

Rusya'nın proleter devletinin elinde tuttuğu ekonomik güç, komünizme geçişi güvence altına almak için tamamen yeterlidir. Eksik,olan nedir? Neyin eksik olduğu çok açıktır: Yöneten komünist kesimin kültürel
eksikliği. Sorumlu mevkilerdeki 4700 komünistiyle Moskova'yı ve dev bürokratik aygıtı, dev yığın! aldığımızda - burada kim yöneliyor ve kim yöneliliyor? Bu yığın! komünistlerin yönettiğinin söylenebileceğinden çok kuşkuluyum. Gerçeği söylemek gerekirse: yönetenler onlar değiL, onlar yönetiliyor. Burada, çocukken bize tarihıen anlattıklarına benzer bir şeyortaya çıkmıştır. Bize öğrettikleri şuydu: Bir halkın bir başka halkı fethetıiği durumda, fetheden halk fetheden, fethedilen halk ise yenilen halktır. Bu çok basittir ve herkes tarafından anlaşılabilir. Peki bu halkların kültürlerine ne oluyor? Burada iş o kadar basitdeğildir. Eğer fetheden halk yenilen halktan kültürel olarak daha gelişmişse, bu halka kendi kültürünü dayatır, fakat tersi bir durum söz konusuysa, yenilen halkın fetheden ha1ka kendi kültürünü dayatması söz konusudur. RSSFC'nin başkentinde de benzer bir durum ortaya çıkmadı mı ve burada 4700 komünist (neredeyse bir tümen, hepsi de en iyileri) yabancı bir kültür tarafından boyunduruk altına alınmadı mı? Fakat burada görünürde yenilenierin yüksek bir kültüre sahip oldukları izlenimi doğabilir. Hiç de öyle değiL. Sahip oldukları kültür zavallı, önemsiz bir kültürdür, fakat yine de bizimkinden yüksektir. Ne kadar zavallı, ne kadar acınası da olsa yine de bizim sorumlu fonksiyonerlerimizinkinden yüksektir, çünkü bizim fonksiyonerlerimiz yönetim konusunda bilgiye sahip değiller. Kurumların başına geçen komünistler -bazen onlan bir kalkan olarak kullanmak isteyen sabotörler tarafından kasıtlı olarak: ustaca öne itilirler- sık sık kafese konuyorlar. Bu çok nahoş bir itiraf. Ya da en azmdan pek hoş bir itiraf değiL, fakat öyle inanıyorum ki bunu yapmak gerekir, çünkü sorunun püf noktası burada yatmaktadır. Bu yıldan çıkarılacak politik ders bana göre budur ve 1922 yılında mücadele bunun işareti altında geçecektir. RSSFC'nin ve KP'nin sorumlu komünistleri yönetmeyi bilmediklerini kavrayabilecekler mi? Yönettiklerini zannettiklerini, ama aslında yönetildiklerini kavrayabilecekler mi? Bunu kavrayabilirlerse, işi elbette öğrenecekler, çünkü bu iş öğrenilebilir, fakat bunun için öğrenmek gerekir ve bizde öğrenilmiyor. Bizde sağa sola emirler ve kararnameler gönderiliyor ve sonuç hiç de istendiği gibi olmuyor.
 

Yeni Ekonomik Politika'yı ilan ettiğimizde gündeme aldığımız yarışma ve rekabet ciddi bir iştir. Bütün devlet kurumlarında cereyan ediyormuş gibi görünüyor, fakat gerçekte o birbiriyle uzlaşmaz düşmanlık içinde bulunan iki sınıfın mücadelesinin bir başka biçimidir.


Bu, burjuvaziyle proletarya arasındaki, henüz sonuçlanmamış ve kültürel olarak Moskova'nın merkezi kurumlarında bile henüz miadı dolmamış mücadelenin bir başka biçimidir. Çünkü çoğu kez burjuva uzmanlar
bütün iktidar ellerinde olan, bütün olanaklara sahip ve bütün hakları ve güçlerine rağmen bir şey yapamayan bizim en iyi komünistleriınizden daha iyi biliyorlar işi.


Alelesander Todorski 'nin bir broşüründen bir alıntı yapmak istiyorum. Broşür Vesyegonsk'ta (Tver ilinde bu adla bir kaza merkezi var) Rusya'da Sovyet devriminin ilk yıldönümü olan 7 Kasım 1918'de, yani çoktan geride kalan günlerde yayınlandı. Bu Vesyegonsklu yoldaş besbelli Parti üyesi. Bu broşürü okuduğum çok oldu, bu nedenle yanlış yapmayacağıma güvence veremem. Todorski iki Sovyet işletmesini kurma işine nasıl koyulduğunu, iki burjuvayı bu işe nas,ı çektiğini ve bunu o zamanki biçimde, yani hapis cezası ve tüm servetine el koyma tehditiyle yaptığını anlatıyor. Bu burjuvalardan işletmeyi yeniden faaliyete geçirmek için yararlanmışo. 1918'de burjuvaziden n!lS11 yararlamldığını biliyoruz, onun için bunun üzerinde daha fazla durmaya değmez: şimdi onlardan başka şekillerde yararlanıyoruz. Şimdi Todorski'nin çıkardığı sonuç: "Bu daha işin yansıdır - burjuvaziyi yenmek, işini bitirmek yetmez, onu bizim için çalışmaya zorlamak gerekir."
 

Bunlar mükemmel sözler. Vesyegonsk kentinde bile, ı 9 ı 8 yılında  bile muzaffer proletaryayla yenik burjuvazi arasındaki ilişkiler konusunda doğru bir anlayışın varlığını gösteren mükemmel sözler.
Sömürücülere hadlerini bildirmemiz, onlan zararsız hale getirmemiz, işlerini bitirmemiz daha işin yansıdlf. Fakat Moskova'da sorumlu fonksiyonerlerin yaklaşık yüzde doksanı bununla, yani onların işini bitirmek,
zararsız hale getirmek ve hadlerini bildirmekle herşeyin bittiğini sanıyorlar. Menşevikler, Sosyal-Devrimciler, Beyaz Muhafızlar hakkında söylediklerimin tümü çoğu kez onlan zararsız hale getirmeyi,
hadlerini bildirmeyi (belki sadece hadlerini değil başka şeyleri de bildirmeyi), işlerini bitimeyi sağlar. Fakat bu daha işin yarısıdır. Hatta 1918 yılında Vesyegonsklu yoldaşın söylediği zaman bile işin yansıydı,
bugün ise işin çeyreği bile değildir. Onları, sorumlu komünarların  işin başında bulunduğu, görev ve ünvana sahip olduğu, fakat burjuvazinin dümen suyunda yol aldığı biçimde değil, bizim için kendi elleriyle iş görecek biçimde çalışmaya zorlamak ve işleri böyle ayarlamak gerekir. Esas nokta budur.


Komünist toplumu komünistlerin eliyle inşa etmek istemek çocukça, çok çocukça bir düşüncedir. Komünistler denizde bir damladır, halk denizinde bir damladır. Komünistler halkı ancak, yolu sadece
dünya tarihinin yönü anlamında doğru belirlemekle kalmadıklarında kendi yollarına çekebileceklerdir. Bu anlamda yolumuzu kesinlikle doğru belirledik ve her ülkedeki durum bu yolu doğru belirlediğimizi onaylıyor, ve biz bu yolu yurdumuzda, ülkemizde de doğru belirlemek zorundayız. Fakat yolu belirleyecek olan sadece bu değildir, aynı zamanda müdahale olmaması, köylülere tahıl karşılığı mal temin etmeyi bilmemiz de belirleyecektir. Köylü şöyle diyecektir: "Mükemmel birisin, ülkemizi savunduu; bu yüzden seni dinledik, fakat ekonomiyi işletmeyi bilmiyorsan çek git!" Evet, köylü bunu diyecektir. Ekonomiyi ancak, komünistler bu ekonomiyi başkalarının elleriyle kurmayı bildiklerinde, kendileri bu burjuvaziden öğrendiklerinde ve onlan komünistlerin istediği yola yönlendirdiklerinde yönetebileceğiz. Fakat komünist herşeyi bildiğini zannederse, sorumlu komünist olduğu için, herhangi bir satıcıdan çok farklı insanları yendiği için, cephelerde düşmanı, hem de nasıl bir düşmanı yendiğimiz için herşeyi bildiğini zannederse - böylesine bir ruh hali egemen olursa, bu bizim mahvımız demektir.


Sömürücüleri zararsız hale getirmemiz, onlara haddini bildirmemiz ve sert davranmamız işin en önemsiz kısmıdır. Bunu yapmak gerekir. Ve Devlet Siyasi Idaremiz ve mahkemelerirniz bunu şimdiye kadarki gibi gevşek tulmamalı, düşmanlar dünyası tarafından kuşatılmış proleter mahkemeler olduklarını unutmamalıdırlar. Bu zor değil, bunu esas itibariyle öğrendik. Burada belli bir baskı uygulanmalıdır, bu ise kolaydır.


Zaferin ikinci kısmı ise komünist olmay"an ellerle komünizmi inşa etmek, iktisaden yapılması gereken şeyi, yani köylü ekonomisiyle birleşmeyi, köylüleri hoşnut kılmayı pratikte yapmayı bilmekten ibarettir ki köylü şöyle diyebilsin: "Açlık ne kadar zor, ne kadar sıkıntılı, ne kadar
eziyet verici de olsa, görüyorum ki devlet iktidarı gerçi alışılmadık bir iktidar, fakat pratik, reel hissedilebilir bir yarar sağlıyor." Birlikte çalıştığımız, bizden kat kat üstün çok sayıda unsurun çalışmalarını gözlemleyebileceğimiz, bu çalışmayı kavrayabileceğimiz, onların elleriyle komünizm için yararlı bir şeyler yapılabilecek şekilde çalışması sağlanmalıdır. Şu amn püf noktası budur, çünkü bazı komünistler bunu
anlamış ve görmüş olsalar da Partimizin geniş kitlesi içinde partisizleri çalışmaya çekmenin zorunluluğu bilinci yoktur. Bu konuda ne çok genelge yazıldı, ne kadar çok konuşuldu, fakat yıl boyunca herhangi bir
şey yapıldı mı? Hiçbir şey. Partimizin yüz komitesinden beşi bile pratik sonuçlar gösteremez. Bugün gündemde olan .talebin böyle gerisinde kaldık, böyle çok 1918 ve 1919 yıllarının geleneklerinde yaşıyoruz.
Bu yıııar önemli yıllardı, dünya tarihi açısından muazzam bir iş gerçekleştirildi.

Fakat gözümüzü bu yıllara çevirip, şimdi gündemde hangi
görevin durduğunu görmezsek, bu çöküş olur, kesin, mutlak çöküş
olur, ve asıl mesele de bunun bilincine varmak istemeyi~imizdir.
Nasıl yönettiğimizi göstennek için iki pratik örnek ve~ek istiyorum.
Daha önce bunun için devlet tröstlerimizden birini almanın doğru
olacağını söylemiştim. Bu doğru işlemi yapamayacağım için özür diliyorum,
çünkü bunun için en azından bir devlet tröstü üzerine belgeleri
en somut biçimde incelemek gerekirdi, ne var ki ben böyle bir İnceleme
için ne yazık ki olanak bulamadım. O nedenle daha küçük iki örneği
alıyorum. Birinci örnek Moskova Tüketim Kooperatifi'nin Dış Ticaret
Halk Komiserliği'ni bürokratizmle suçlamasıdır; ikinci örnek
Donets Havzası 'ndandır.
Birinci örnek, pek uygun değil, fakat daha iyi bir örnek verme
olanağım yok. Ana düşünceyi bu örnekte de gösterebilirim. Gazetelerden
bildiğiniz gibi, son aylarda meselelerle doğrudan ilgitenme olanağım
olmadı, Halk Komiserleri Konseyi'nde çalışmadım, Merkez Komitesi'nde
de bulunmadım. Moskova'ya yaptığım geçici ve seyrek ziyaretlerde
Dış Ticaret Komiserliği'ne karşı umutsuz, korkunç
şikayetler dikkatimi çekti. Dış Ticaret Komiserliği'nin kötü olduğundan,
orada ihmakiliğin hüküm sürdüğünden bir an bile kuşku duymadım.
Fakat şikayetler özellikle şiddetlenince meseleyi araştırmaya, somut
bir olayı ele almaya, hiç olmazsa bir kez meselenin temeline inmeye,
mekanizmanın neden çalışmadığını, bunun nasılolduğunu açıklamaya
çalıştım.
Moskova Tüketim Kooperatifi'nin konserve alması gerekiyordu.
Bu amaçla bir Fransız yurttaşı ortaya çıkmıştı. Bu adamın bunu uluslararası
politikanın çıkarına, Antant liderlerinin bilgisi dahilinde mi,
yoksa Poincare ve Sovyet iktidannın diğer düşmanlarının onayıyla mı
yaptığını bilmiyorum (ıarihçilerimiz bu konuyu Cenova Konferansı'ndan
sonra, öyle inanıyorum ki açıklığa kavuşturacaklardır), fakat
olgu şu ki, Fransız burjuvazisi sadece teorik olarak değil, pratik olarak
da bu işin içindeydi, çünkü Fransız burjuvazisinin bir temsilcisi Moskova'da
ortaya çıkarak konserve satıyordu. Moskova aç, yazın daha da
çok açlık çekecek, et tedarik edilmedi -ve Ulaşım Komiserliğimizin
herkesçe bilinen nitelikleri sayesinde- tedarik de edilemeyecektir.


Et konserveleri (~ğer tamamen bozulmamışlarsa - bunu ancak
daha sonraki araştırma gösterecek) Sovyet kağıt parası karşılığında saıılacakur.
Bundan daha kolay ne olabilir? Fakat bunun, Sovyet tarzında
ve tam olarak düşünüldüğünde kesinlikle kolayolmadığı ortaya Çıkar.
Meseleyi doğrudan izleme olanağım yoktu, fakat incelenirdim ve
şimdi elimde küçük bir dosya var, bu ünlü hikayenin nasıl geliştiğini
gösteren. Bu hikaye 11 Şubat'ta, Kamenev yoldaşın bir raporu temelinde
RKP MK Politbürosu'nun, yurtdışından gıda maddesi satın alınmasını
temenni edilir birşeyolarak niteleyen bir karar almasıyla başlar.
Elbette Rus yurttaşları RKP MK PoHtbürosu'nun kararı olmadan
böyle bir sorun üzerine nasıl karar verebilirlerdi! Bir düşünün: MK Politbürosu'nun
kararı olmadan 4700 sorumlu fonksiyonerimiz (ki bunlar
sadece kayıtlı olanlar) yurtdışından gıda madddesi satın almaya nasıl
karar verebiHrlerdi? Elbette bu doğaüstü bir düşünce. Belli ki Kamenev
yoldaş politikamızı ve gerçeği çok iyi biliyor, o nedenle çok sayıdaki
sorumlu fonksiyonerlere pek fazla güvenmemiş ve boğayı, boğayı
değilse de Politbüroyu boynuzundan yakalamakla başlamış işe ve hemen
(konuya ilişkin tartışma olduğunu duymadım) kararı çıkartmış:


"Dış Ticaret Halk Komiserliği'nin, yurtdışından gıda maddesi temin
etmenin temenni edildiği konusunda dikkati çekilir, ki gümrükler"
vs ... Demek ki Dış Ticaret Halk Komiserliği'nin dikkati çekilmiştir. İş
yürümeye başlar. Tarih 11 Şubat'tır. Şubat'ın son günlerinde, ya da
yaklaşık bu tarihlerde Moskova'da bulunduğumu ve hemen
şikayetlerle, Moskovalı yoldaşlann umutsuz şikayetleriyle karşılaştığımı
anımsıyorum. Ne oluyor? Bir türlü gıda maddesi satın alamıyoruz.


Peki neden? Dış Dicaret Komiserliği'nin ihmali nedeniyle. Uzun süre
işlerle ilgilenememiştim ve o zamanlar Politbüro'nun bu konuya ilişkin
bir kararı olduğunu bilmiyordum; sadece sekrerere şunu söyledim:

İnceleyin, yazılı bir şeyler bulun ve bana gösterin. Ve mesele Krasin
geldikten sonra Kamenev'in Krasin'!e konuşup meselenin halledilmesiyle
son buldu. Konserveleri aldık. İşin sonuna bak.
Kamenev'le Krasİn'in birbiriyle anlaşıp RKP MK Politbürosu tarafından
talep edilen politik çizgiyi saptayabileceklerine hiç kuşkum
yok. Kamenev ve Krasin ticaret sorunlarında da politik çizgiyi saptayacak
olsalardı dünyanın en iyi Sovyet Cumhuriyeti olurduk, fakat her
işi sonuçlandınnak için Politbüro üyesi Kaınenev ve Krasin'i çekip geıinnek
-Krasin Cenova öncesi diplomasi işleriyle uğraşıyordu, ki bu
işler büyük, çok büyük çalışma gerektimıekteydi-. bir Fransız yurtlaşmdan
konserve alsınlar diye çekip getirmek olmaz. Böyle çalışmak
olanaksızdır. Bu ne yenidir, ne ekonomiktir, politika ise hiç değildir,
düpedüz alaydır. Şimdi önümde bu meseleyle ilgili bir incelemenin sonuçları
duruyor. Hatta elimde iki incelemenin sonuçları var: Birinci inceleme
Halk Komiserleri Konseyi Sekreteri Gorbunov ve yardımcısı
Miroşnikov tarafından, diğeri Devlet Politik idaresi tarafından yapılmıştır.
Devlet Politik İdaresi'nin bu işle neden uğraştığını bilmiyorum
ve bunun doğru olduğu konusunda tam emin değilim, fakat bunun üzerinde
daha fazla dunnak istemiyorum, çünkü korkarım ki yeni bir inceleme
daha gerekli olabilir. Önemli olan, belgeler toplanmış ve şimdi
benim elimde bulunuyor olmasıdır.
Nasıloldu da Şubat sonlarında Moskova'ya gittiğimde, gemi Libau'da
demir/emiş ve konserveler de oradayken, hatta gerçek konserveler
için Sovyet parası bile alacaklarken "konserve satm alamıyoruz"
yönünde gerçek şikiiyetler ulaşmıştır bana! Eğer bu konserveler bozulmamışsa
(şimdi "eğer" diyorum, çünkü bu durumda ikinci bir soruşturma
yaptırıp yaptırmayacağımdan emin değilim, ki bu soruşturmanın
sonuçları üzerine bir başka Parti Kongresi'nde konuşulacaktır), eğer
bu konserveler bozulmamışsa - onları satm almış bulunuyoruz -
şimdi soruyorum: Böyle bir işin Kamenev ve Krasin olmadan ilerleyememesİ
nedendir? Soruşturma belgelerinden, sorumlu bir komünistin
bir diğer sorumlu komünist! kovduğunu görüyorum. Yine aynı belge-
lerden, sorumlu bir komünistin bir b~ka sorumlu komüniste şunu dediğini
götüyorum: "Bundan sonra sizinle yanımızda bir noter olmadan
hiç konuşmayacağım." Bu hikiiyeyi okuduğumda 25 yıl önce Sibirya'
da sürgündeyken avukathk yapmak zorunda kalışımı anımsadım.


Ben iIIega! bir avukattım, çünkü idare tarafından sürgün edilmiştim ve
böyle bir şey yapmak yasaktı; fakat başkası olmadığı için, insanlar ba·
na gelir ve bazı şeyler anlatırlardı. Ancak işin en zor yanı meselenin ne
olduğunu anlamakt .. Bir kadın gelir ve elbette önce akrabalarından an·
latmaya başlardı ve meselenin ne olduğunu anlamak gerçekten çok
zordu. Kadın beyaz bir inekten sözeder. Ona "bir kopya getir" dersin.
Gider ve şöyle der: "Adam beyaz ineğin kopyası olmadan bir şey dinlemek
istemiyor." Kolonimiz içinde bu kopya meselesine çok gülmüştük.
Fakat küçük bir ilerleme sağlayabildim: bana gelirken beraberlerinde
bir kopya getiriyorlardı ve meselenin ne olduğunu, neden şikayet
ettiklerini, dertlerinin ne olduğunu anlamak mümkün olurdu. Bu 25 yıl
önce Sibirya'daydı (en yakın tren istasyonunun yüzlerce verst ötede
bulunduğu bir yer).


Peki devrimden üç yıl sonra Sovyet Cumhuriyeti'nin başkentinde
konserve satın almak için neden iki soruşturmaya, Kamenev ve Krassin
'in müdahalesine ve Politbüro talimatlarına ihtiyaç duyulmuştu?
Eksik olan neydi? Politik güç mü? Hayır. Para vardı, böylece hem
ekonomik, hem de politik güç vardı. Bütün kurumlar yerli yerindeydi.
Eksik olan nedir? Eksik olan hiçbir şekilde kaqı olmadığım ve mükemmel
komünistler olarak değerlendirdiğim Moskova Tüketim Kooperatifi
ve Dış Ticaret Komiserliği çalışanlarının yüzde doksandokuzunda
kültür yokluğudur - meseleyi küıtürelolarak ele alamadılar.
Bu meseleyi ilk kez duyduğumda MK'ya yazılı bir teklif verdim:
Bildiğiniz gibi dokunulmazlıkları olan Tüm-Rusya Merkez Yürütme
Komitesi üyeleri dışında Moskova'daki kurumların bütün çalışanları 6
saat, Dış Ticaret Komiserliği'ndekiler de 36 saat en kötü Moskova hapishanesine
atılmalıdır. Ve şimdi de suçlunun bulunamadığı ortaya
çıktı. Gerçekten de anlattıklanmdan suçlunun bulunamayacağı açıkça orıaya çıkmaktadır. Suçlu, meseleleri pratik olarak halletme yönündeki
bilinen Rus aydın yeteneksizliğidir - kanşıklık ve düzensizlik. Önce
iş yapmaya girişilir, bir şeyler yapılır, sonra dü~ünüıür ve bundan bir iş
çıkmazsa, Kamenev'e koşup şikayetlenilir ve mesele PoHtbüro önüne
getirilir. Elbette bütün zOr devlet sorunlan Politbüro'ya getirilmelidir
-daha sonra bu konuya değineceğim- fakat insan önce düşünür,
sonra iş yapar. Eğer Politbüro karşısına çıkıyorsan biç olmazsa belgelerle
çıkmaya çalış. Önce bir telgraf çek, Moskova'da telefon da var,
ilgili kuruma bir telefonogram yolla. Tsyurupa'ya bir kopyasını ver ve
de ki: Bu işin acilolduğunu düşünüyorum ve onlan ihmalcilik nedeniyle
dava edeceğim. Bu elementar kültür üzerine bir parça düşünmeli,
meseleye düşünerek yaklaljmalı; eğer mesele iki dakika içinde bir ıele·
fon görüşmesiyle halledilemiyorsa, belgeleri aL, kendini belgelerle do·
nat ve de ki: ''İhrnal edecek olursan seni hapse bktıracağım," Fakat burada
düşüncenin izi bile yok, hiçbir hazırlık yok; hep bilinen gösteriş,
sayısız komisyon, hepsi yorgun, hepsi bitkin düşmüş, hepsi hasta ve iş
ancak Kamenevle Krasin'in teması sağlanarak yapılabiliyor. Bu tipik.
Ve bunu sadece baljkent Moskova'da değil, tüm diğer başkentlerde,
tüm diğer bağımsız cumhuriyetlerin ve tek tek bölgelerin başkentlerinde
de gözlemliyoruz ve başkentlerin dışında bu tür şeyler sürekli oluyor,
hem de yüz kez daha kötü.
Mücadelemizde komünistlerin düşünmeye ihtiyaç duyduklarını
unutmamalıyız. Komünistler size mücadele üzerine, devrimci mücadelenin
bütün dünyadaki durumu üzerine mükemmel bilgiler vereceklerdir.
Ne var ki umutsuz yoksulluk ve sefaletten kurtulmak için düşünebilmek,
kültürlü ve düzenli olmak gerekir - bunu yapamıyorlar. Sorumlu
komünistlere meseleye sorumlulukla yaklaşmadıkları suçlamasını
yapmak yanlış olacaktır. Komünistlerin büyük çoğunluğu -yüzde
doksandokuzu- sadece sorumlu değil, aynı zamanda devrime bağlılıklarını
gerek Çarlığın yıkılmasından önceki en zor koşullarda gerekse
devrimden sonra kanıtlamış, kelimenin tam anlamıyla bu işe hayadannı
koymuş insanlardır. Nedenleri burada aramak temelden yanlış ola·
caktır. Gerekli olan, en basit devlet işine uygar bir yak1aşımdır, bunun
bir devlet meselesi, bir ticari mesele olduğunu kavramaktır; eğer engeller
varsa kaldırmayı bilmek ve suçluları ihmal nedeniyle mahkemeye
çıkarmak gerekir. Ben proleter mahkemenin bunları cezaJandırmayl
bileceğine inanıyorum. Fakat cezaJandırabilmek için suçluları bulmak
gerekir, ama size garanti ederim ki suçlular bulunamayacak. İsterseniz
her biriniz meseleye bir daha bakın - suçlu yoktur, görülecek olan
kaos, kanşık1lk ve saçmalıktır ... Kimse işe başlamayı bilmiyor, kimse
devlet işlerine böyle değil de şöyle yaklaşılması gerektiğini kavramıyor.
Ve tüm Beyaz Muhafızlar çetesi, sabotôrler bundan yararlanıyorlar.


Ülkemizde sabotörlere karşı amansız bir mücadele yürütüldüğü bir
dönem olmuştur, bu mücadele bugün de gündemdedir, sabotörlerin var
olduğu elbette doğrudur ve bunlarla mücadele etmek gerekir. Fakat
durum söylediğim gibi olursa onlara karşı mücadele edilebilir mi? Bu
durum her türlü sabotajdan daha tehlikelidir, sabotör iki komünistin,
gıda maddesi alımı amacıyla ilkesel bir talimat için Politbüro'ya ne zaman
başvurmak gerektiği konusunda kavga edişlerini seyretmekten ve
bu aralığa sızmaktan başka ne isteyebilir? Nispeten akıllı bir sabotör
şu ya da bu komünistten yana !avır aldığında, ya da sırayla her ikisinden
de yana olduğunda bu iş bitmiştir. O zaman dava tamamen yitirilmiştir.
Peki suç kimde? Hiç kimsede. Çünkü bu iki komünist, sorumlu,
özverili iki devrimci, olmayacak bir şey için, gıda maddesi alımı üzerine
ilkesel bir talimat almak amacıyla Politbüro'ya ne zaman başvurmak
gerektiği konusunda kavga ediyorlar.


İşte sorun budur, zorluk buradadır. Kapitalist büyük girişim okulundan
geçmiş her satıcı bunu becerebilir, fakat sorumlu komünistlerin
yüzde doksandokuzu bunu yapamaz ve yapamadıklarını, önce bu işin
ABC 'sini öğrenmeleri gerektiğini kabul etmek istemez. Bunu kavramazsak,
yeniden hazırlık sınıfından baljlayarak öğrenmeye koyulmazsak,
bugün tüm politikanın temelini oluşturan ekonomik görevi asla
çözemeyeceğiz.


Aktarmak istediğim diğer örnek Donets Havzası'dır. Donets Hav·
zası'nın bütün ekonomimizin merkezi, gerçek temeli olduğunu bilirsinİz. Donetz Havzası'nı yeniden inşa etmezsek, layık olduğu seviyeye
getinnezsek, Rusya'da büyük sanayinin yeniden inşasından. sosyaliz.
min herhangi bir gerçek inşasından söz edilemez, çünkü sosyalizm bü·
yük sanayi dışında b~ka bir yolla kurulamaz. MK oradaki gelişmeleri
yakından gözlemliyor.
Bu bölgeyle ilgili olarak Politbüro önüne getirilen sorunlar hak·
SiZ, gülünç ve saçma bir biçimde getirilen küçük sorunlar değildi, bilakis
kesintilde ertelenerneyecek olan gerçek bir meseleydl.
MK, tüm ekonomimizin bu tür gerçek merkezlerinde. üslerinde ve
temellerinde gerçekten doğru dürüst çalışılmasına dikkat etmelidir.
Orada Taşkömürü Merkez Yönetimi 'nin başında sadece tartışmasız sadık
değiL, aynı zamanda gerçekten kültürlü, son derece ehliyetli insanlar
vardı, sanınm yetenekli dersem yanılmış olmam, bu nedenle MK
dikkatini buraya yöneltti. Ukrayna bağımsız bir cumhuriyettir, çok iyi,
fakat Parti söz konusu olduğunda, bazen -nazikçe nasıl ifade edebilirim-
hile taktiğine başvuruyor. Günün birinde oıilan sıkıştınnak zorunda
kalacağız herhalde, çünkü orada akıllı adamlar var ve onların
MK'sı, bizi aldatıyor demek istemiyorum arna bizden biraz uzaklaşıyor.
Tüm meseleyi aydınlatmak için buradaki MK'da inceledik ve sürtüşmeler
ve görüş aynhkları olduğunu saptadık. Orada "Kimka", yani
Küçük Ocaklan İşletme Komisyonu bulunuyor. Elbette "Kimka"yla
Taşkömürü Sanayii Merkez Yönetimi arasında şiddetli sürtüşmeler
var. Yine de biz MK'mn belli tecrübeleri var ve önde gelen kişileri
uzaklaşunnarna yönünde oybirliğiyle karar aldık; sürtüşmeler olursa
bütün ayrıntılarıyla bize bildirilecekti, çünkü o bölgede sadece sadık
değil, aynı zamanda yetenekli insanlar varsa, bunlan desteklemeye çalışmak
gerekir ki, eğer henüz herşeyi öğrenmedikteri kabul edilirse,
eğitimlerini tamamlayabilsinler. Hikayenin sonu Ukrayna'da bir Parti
kongresinin yapılması oldu. Orada ne olup bittiğini bilmiyorum, her
şey vardı. Ukraynalı yoldaşlardan bilgi almaya çalıştım. Orkonikidze
yoldaştan özelolarak oraya gitmesini ve neler olduğunu belirlemesini
rica ettim, MK da ona bu görevi verdi. Görüldüğü kadarıyla birenınka
ve karışıklık vardı ve "Ispart"* bu meseleyi ele alacak olursa on yılda
bile çözemeyecektir. Fiilen ise bu grup, MK'mn oybirliğiyle verdiği
talimatlara rağmen görevden alınıp yerine başka bir grup getirilmişti.


Ne olmuştu? Aslında bu grubun bir kesimi, bütün yüksek niteliklerine
rağmen belli bir yanlış yapmıştı. İdare yöntemlerinde aşırı gayretkeşlik
göstennişti. Orada işimiz işçilerle. "lşçiler"den söz edildiğinde çoğu
kez bunun fabrika proletaryası olduğu düşünülüyor. Kesinlikle değil.
Savaştan bu yana ülkemizde, proleter olmayan, aksine savaştan kaçmak
isteyen insanlar fabrikalara girmişlerdir; peki bugün ülkemizde
toplumsal ve ekonomik koşuBar, gerçek proleterlerin fabrika ve tesis~
lere ginnesini sağlayacak gibi midir? Bu doğru değil. Bu Marx'a göre
doğrudur, fakat Marx Rusya üzerine değil, ı5. yüzyıldan başlayarak
bir bütün olarak kapitalizm üzerine yazmıştır. Altı yüz yıllık bir zaman
dilimi için bu doğrudur, fakat bugünkü Rusya için geçerli değildir.


Fabrikalam girenler çoklukla proleter değiL, her türlü tesadüfi unsurlardır.
Çalışmayı doğru örgütlemeyi, geri kalmayacak, ortaya çıkacak
sürtüşmeleri zamanında giderecek ve yönetmeyi politikadan ayınnayacak
biçimde örgütlemeyi bilmek - görev budur. Çünkü politikamız
ve idaremiz. bütün önCünün, bütün proleter kitleyle, bütün köylü kitlesiyle
birleşmiş olmasına dayanır. Bu çarklar gözden kaçırılıp, sadece
yönetmenin büyüsüne kapılınırsa bu felaket getirecektir. Donets Havzası
önder yöneticilerinin yaptıkları hata1ar, diğer hatalarımızia kıyaslandığında
yok denecek kadar azdır, fakat bu tipik bir örnektir. MK'da
oy birliğiyle şu talep ileri sürü!dü: "Bu grubu görevinde bırakın; en
küçük anlaşmazlığı bile bize, MK 'ya devredin, çünkü Donets Havzası
herhangi bir bölge değil, olmazsa sosyalist inşamn sadece bir dikk
olarak kalacağı bir bölgedir" - fakat bütün politik gücümüzün,
MK'nın bütün otoritesinin yetersiz kaldığı görüldü.


Bu kez hata yönetirken yapılmıştı; elbette bunun dışında da bir
sürü başka hata vardı.

İşte size tüm meselenin politik güçte değiL, idare etmeyi bilmekte,
insanlan doğru mevkilere getirmeyi bilmekte, devletin ekonomik çalışmasının
kesintiye uğramaması için küçük çatışmalardan kaçınmayı
bilmekte yattığına bir örnek. Bizde eksik olan budur - hata işte buradadır.
Öyle inanıyorum ki devrimimizden söz eder ve perspekliflerini
tartışırken, devrimin tamamen çözülmüş ve geri döndürülemez biçimde,
dünya tarihinde çığır açan kapitalizmden kopuş tarihine malolmuş
görevlerini sımsıkı ayınnalıyız. Devrimimiz bu tür başarılar göstermiştir.
Elbette Menşevikler ve Dtto Bauer -İkibuçukuncu Enternasyonal
temsilcisi- istedikleri kadar "Yaptığınız devrim burjuva devrimidir"
diye bağırabilirler, fakat biz şunu söylüyoruz: burjuva devrimi sonuna
kadar götürmek görevimizdir. Beyaz Muhafızların bir yayımnın ifade
ettiği gibi: 400 yıl boyunca devlet kurumlarımızda pislik birikti ve biz
bu pisliği dört yıl içinde kaldırdık - büyük kazanımımız budur. Peki,
ya Menşevikler ve Sosyal-Devrimciler ne yaptılar? Hiçbir şey. Bizim
ülkemizde de, hatta ileri, aydınlanmış Almanya'da da, orada bile ortaçağ
pisliğini kaldıramadılar. Büyük kazanımımlZl suç olarak önümüze
sürüyorlar. Devrim davasını sonuna kadar götürmemiz bizim silinemcyecek
kazanımımızdır.
Şimdi havada savaş kokusu var. İşçi birlikleri, örneğin reformist
birlikler, savaş karşıtı kararlar kabul ediyorlar ve savaşa kal'jl grev tehdidinde
bulunuyorlar. Eğer yanılmıyorsam, kısa süre önce, Fransız
Temsilciler Meclisi'nde mükemmel bir komünistin savaş karşıtı bir
konuşma yaptığını ve İşçi sınıfının ayaklanmayı savaşa tercih edeceğini
açıkladığını bildiren bir gazete haberi okudum. Sorun, 1912 yılında
Basel Manifestosu yayınlandığında(I02)bizim koyduğumuz gibi konamaz.
Savaştan nasıl çıkılacağını, gerici bir savaştan devrimci bir yolla
çıkmanın ne büyük uğraşlar gerektirdiğini, ne anlama geldiğini sadece
Rus devrimi göstenniştir. Gerici emperyalist savaşlar dünyanın her yerinde
kaçınılmazdır. İnsanlık bu tür sorunları karara bağlarken, o zaman
on milyonlarca insanın öldürüldüğünü ve şimdi yine öldürülece-
ğini unutamaz ve unutmayacaktır. 20. yüzyılda yaşıyoruz; ve gerici bir
savaştan devrimci yolla vazgeçen, şu ya da bu hükümetin yaran ve selameti
için değil, hükümeti devirerek vazgeçen tek halk Rus halkıdır
ve onu savaştan çıkaran Rus devrimi olmuştur. Ve Rus devrimiyle kazanılmış
olan şey bir daha geri alınamayacaktır. Hiçbir güç bunu geri
alamaz, tıpkı Sovyet devletinin yaratılmış olduğunu dünyanın hiçbir
gücünün yeryüzünden sHemeyeceği gibi. Bu tarihi bir zaferdir. Yüzyıllar
boyunca devletler burjuva tipine göre kuruldular ve ilk kez burjuva
olmayan bir devlet biçimi bulunmuştur. Belki aygıtımız kötü, fakat ilk
kat edildiğinde buhar makinesinin de kötü olduğu söyleniyor ve çalışıp
çalışmadığı bile bilinmiyor. Önemli olan bu değiL, önemli olan buluşun
yapılmış olmasıdır. ilk buhar makinesi biçimi itibariyle hiçbir
işe yaramamış olabilir, ama şimdi lokomotif var. Devlet aygıtımız kötü
olabilir, ama yaratılmıştır, dev bir tarihsel buluş yapılmı~ ve proleter
tipte bir devlet kurulmu~tur - ve o nedenle tüm Avrupa, bütün burjuva
gazeteler, istedikleri kadar ülkemizde ne kadar korkunç durumların,
ne kadar büyük bir sefaletin hüküm sürdüğünü, emekçi halkın sadece
eziyet çektiğini anla!sınlar, yine de tüm dünyada bütün işçiler Sovyet
devletine gönül veriyorlar. Bunlar elde euiğimiz ve geri alınamaz büyük
kazanımlardır. Ne var ki bizim için, Komünist Partisi'nin temsilcileri
için bu sadece kapının açılması demektir. Şimdi önümüzde sosyalist
ekonominin temelini kunna görevi var. Bu yapıldı mı? Hayır, yapılmadı.
Henüz sosyalist temelimiz yok. Temelin kurulduğunu sanan
komünistler büyük bir haıa yapıyorlar. Esas mesele, Üıkemizde Rus
devriminin tarihi kazanımını oluşturan şeyi, son derece kötü uyguladığımız,
henüz yapılmamış ve daha birçok kez değiştirmemiz gereken
şeylerden kesin, berrak ve soğukkanlı biçimde ayınnaktır.


Politik olaylar her zaman çok karışık ve karmaşıktır. Bunu bir zincirle kıyaslayabiliıiz. Eğer tüm zinciri sımsıkı elde tutmak istiyorsanız, sadece bir tek halkadan tutamazsınız. Tutmak istediğiniz halkayı yapayolarak seçemezsiniz. 191Tde esas mesele neydi? Tüm halkın talep ettiği şeydi, savaşı bırakmaku, bu her şeyi gölgede bırakmıştı. Devrimci Rusya savaştan ayrılmayı başardı. Çok büyük çabalar harcandı, fakat buna karşılık halkın baş ihtiyacı dikkate alındı ve bu bize uzun yıllar için zafer getirdi ... Sovyet iktidarıyla daha demokratik, emekçilere daha yakın bir devlet iktidarına sahip olduğunu halk hissediyor, köylü görüyor ve cepheden dönen asker mükemmel biçimde kavrıyordu. Diğer alanlarda ne kadar aptanıklar ve saçmalıklar yapsak da, bu ana görevi dikkate aldığımız için, her şey yolundaydı. 1919 ve 1920 yılında esas mesele neydi? Askeri savunma. Dünyayı kapsayan güçlü Antant bize karşı saldırıya geçmiş, boğazımızı sıkıyordu,
propagandaya gerek kaJmadan her partisiz köylü ne olduğunu kavramıştı. Çiftlik beyi geliyor. Komünistler ona karşı savaşınayı biliyorlar. Köylülerin kitle olarak komünistlerden yana olmasının, bizim zafer kazanmamızın nedeni buydu.

1921 yılında esas mesele düzenli geri çekilmeydi. O nedenle disiplin iki misli gerekliydi. "İşçi Muhalefeti" şöyle diyordu: "İşçileri küçümsüyorsunuz, işçiler daha fazla inisiyatif kullanmalılar." İnisiyatif, geri çekilmeyi düzenli uygulamak ve özellikle de disiplini korumaktı. Panik ya da disiplinsizlik ruhu yayan biri devrimi çökertirdi, çünkü fethetmeye alışınış, devrimci görüş ve ideallerle dolu ve aslında ruhları her türlü geri çekilmeyi bir tür kötülük olarak gören insanlarla geri çekilmekten daha zor birşey yoktur. En büyük tehlike düzenin bozulmasıydı ve en büyük görev de düzenin korunması.

Peki bugün esas mesele nedir? Bugün esas mesele -raporumu bu yönde geliştinnek ve özetlemek istiyordum- bir yön değişikliği anlamında politikada değildir; Yeni Ekonomik Politika'yla bağıntı içinde
bundan inanılmayacak kadar çok konuşulmaktadır. Uluorta konuşulmaktadır. Bu son derece tehlikeli bir lafazanlıkıır. Ülkemizde Yeni Ekonomik Politika'yla bağıntı içinde işgüzarca davranışlara, kurumları
değiştinneye, yenilerini kurmaya başlanmıştır. Bu son derece zararlı bir saçmalıktır. Esas olarak insanların, insanların seçiminin önemli olduğu bir noktaya ulaştık. ıvır zıvır işlere karşı, kurumların değiştirilmesi
yerine kişilerin rolünü önplana çıkaran kültür taşıyıcılığına karşı mücadele etmeye alışmış bir devrimci için bunu kavramak güçtür. Ne var ki biz, politik anlamda soğukkanlılıkla değerlendirilmesi gereken bir durumda bulunuyoruz - öylesine ilerledik ki bütün mevzileri koruyamayız ve korumaya çahşmama1lyız.


Uluslararası bakımdan durumumuz son yıllarda muazzam iyileşti. Sovyet tipi devleti mücadele ederek kazandık, bu bütün insanlığın ilerlemesidir ve Komünist Enternasyonal 'in bütün ülkelerden geçtiği haberlefle
her gün onaylanmaktadır. Bundan hiç kimsenin en ufak kuşkusu yok. Fakat pratik çalışma anlamında mesele şöyle: komünistler köylü kitlesine pratik yardımda bulunmayı başaramayacak olurlarsa köylülük onları desteklemeyecektir. Dikkatin merkezinde bulunan, ya' salar yapmak, daha iyi kararnameler çıkarmak vs. değildir. Ülkemizde kararnamelerin bir propaganda biçimi olarak hizmet ettikleri bir dönem
olmuştur. Bizimle alayediliyor, Bolşeviklerin çıkardıkları kararnamelerin uygulanmadığını anlamadıkları söyleniyordu; bütün Beyaz Muhafız basm bu tür alaylarla doluydu, fakat Bolşeviklerin iktidarı ele geçirdikleri ve sade köylüye, sade işçiye şunu açıkladıkları dönemde bu hakhydı: devletin böyle yönetilmesini istiyoruz, işte bir kararname, deneyin. Sade işçiye ve köylüye politik görüşlerimizi hemen kararnameler biçiminde i1etiyorduk. Sonuç, halk kitleleri arasında sahip bulunduğumuz ve Mili sahip olduğumuz muazzam güveni kazanmak oldu.


Bu, devrimin başlarında zorunlu olan bir zamandı, bir dönemdi, yoksa devrimci dalganın başında değil geride kalırdık. Yoksa yeni temeller üzerinde bir hayat kunnak isteyen bütün işçilerin ve köylülerin
güvenini kazanamazillk. Fakat bu dönem geçmiştir ve biz bunu kavramak
istemiyoruz. Bugün, eğer şu ya da bu kurumu kurmak ya da değiştinnek için talimat verilirse köylüler ve işçiler buna gülecektir. Bugün sade işçi ve köylü bununla ilgilenmeyecektir, ve ilgilenmemekte
haklıdırlar da, çünkü ağırlık noktası bu değildir. Sen, komünist, bugün halkın karşısına bununla çıkmamalısm. Devlet kurumlanndaki bizler sürekli bu tür ıvır zıvırla dolu olmamıza rağmen, kavranması gereken
halka bu değildir, esas mesele bu değildir; esas mesele, insanlann doğru
yere yerleştirilmemeleri,
bütün devrime parlak biçimde katılmış olan sorumlu bir komünistin hiç anlamadığı bir ticari ve sınai göreve getirilmesi ve gerçeğin görülmesini engellemesidir, çünkü vurguncular ve dolandırıcılar onun arkasına gizlenmeyi çok iyi başanyorlar. MeseLe bizde nelerin uygulandığı konusunda pratik bir denetimin olmamasıdır.

Bu sıradan, küçük bir görevdir, küçük iştir, ama en büyük siyasi devrimden sonraki dönemde, bir süre kapitalist bir ekonomik biçimin ta ortasında varlığımızı sürdünnek zorunda olduğumuz koşullar altında
yaşıyoruz; ve tüm durumun esas noktası, kelimenin dar anlamında politikada değil (gazetelerde konuşulanlar siyasi laf kalaba1lğıdır ve bunlarda sosyalisı olan hiçbir şey yoktur), bütün durumun esas noktası
kararlarda değil, kurumlarda değil, yeniden örgütlernede değildir. Bu şeyler bizim için zorunlu olduğu sürece bunlan yapacağız, fakat halkın karşısına bunlarla çıkmayın, gerekli insanları bulun, pratik uygulamayı
denetleyin; halk bunu takdir edecektir.

Biz halk kitlesi içinde, herşeye rağmen denizde bir damlayız ve ancak halkın gördüğünü doğru biçimde ifade edersek yönetebiliriz.
Aksi takdirde Komünist Partisi proletaryayı, proletarya da kitleyi yönetmeyecek ve bütün aygıt çÖkecektir. Bugün halk ve bütün emekçi kitlelerin istediği en önemli şey sadece, içinde bulundukları umutsuz
durumda ve açlıkta kendilerine yardım elinin uzatılması ve köylünün ihtiyaç duyduğu iyileşmenin alışık olduğu biçimde gerçekleştiğini görmesidir. Köylü pazarı biliyor, ticareti biliyor. Doğrudan komünist paylaşımı
uygulamaya koyamadık. Bunun için fabrikalar ve fabrika donatımlan yeterli değildi. Şimdi ticaret sayesinde köylülere bunları temin etmek zorundayız, fakat bunu kapitaJistin yaptığından daha kötü yapmamalıyız,
yoksa halk böyle bir yönetime katlanamaz. Durumun özü budur. Ve beklenmedik bir şeyortaya çıkmazsa bütün 1922 yılı için çalışmamızın esası bu olmak zorundadır - üç koşuııa. Birinci koşul bir müdahalenin olmamasıdır. Bundan kaçınmak için diplomatik alanda elimizden gelen herşeyi yapıyoruz. Yine de o
her gün olabilir. Gerçekten dikkatli olmalı ve Kızıl Ordu'nun lehine belli ağır özverilerde bulunmalıyız, elbette bu özverilerin kşpsamını iyice belirleyerek. Karşımızda, bizi boğmak için sadece bir biçim ara-
yan tüm dünya burjuvazisi var. Menşeviklerimiz ve Sosyal-Devrimcilerimjz bu burjuvazinin ajanlaridan başka bir şey değil. Onlann politik konumu budur.


İkinci koşul: mali krizin çok şiddetli olmamasıdır.Mali kriz yaklaşıyor. Buna mali, politika konusu ele aJınırken değinilecek. MaJi kriz çok şiddetli ve ağır olursa, yine birçok şeyi değiştirmek ve güçlerimizi
bir noktada toplamak zorunda kalacağız. Kriz çok ağır olmazsa, faydalı bile olabilir: Bütün devlet tröstlerindeki komünistler arasında biraz temizlik yapılmasını sağlayabilir. Ne var ki bunu yapmayı unutmamak gerekir. Mali kriz kurumları ve girişimleri adamakıllı sarsacak ve ilk planda bunlar arasında işe yaramaz olanlar çatırdayacaktır. Ne var ki, sorumlu komünistler cephelerde savaşmış ve her zaman iyi çalışmış çok iyi insanlar olarak övülürken, bütün suçun uzmanlara yıkılmamasina dikkat edilmelidir. Yanimali kriz aşın ağır olmazsa bu krizden bir yarar sağlanabilecek ve bir parça temizlik yapılabilecektir;
Merkezi Kontrol Komisyonu ya da Merkezi Temizlik Komisyonu 'nun yaptığı gibi değil, ekonomi kurumlarındaki bÜtÜn sorumlu komünistler adamakıllı temizlenecektir.


Ve Üçüncü koşul, bu süre içinde hiç politik hata yapmamaktır. Elbette politik hatalar yaparsak bütün ekonomik inşa sarsılacaktır ve düzeltmeler ve izlenecek yol üzerine tartışmaJarla uğraşmak zorunda kalacağız. Fakat böyle üzücü hatalar yapmazsak, yakın gelecekte esas noktayı kararnameler, kelimenin dar anlamıyla politik kurumlar ve bunların örgütlenmesi oluşturmayacaktır ----bunlarla gerektiğirKle sorumlu
komünist çevreler ve Sovyet kurumları uğraşacaklardır-, tüm çalışmanın esası daha çok insanların seçimi ve uygulamanın denetiminde yatacaktır. Bu bakımdan pratik bir şeyler öğrenirsek, pratikte yararlı birşeyler yaparsak, o zaman yeniden bütün zorlukları aşacağız. Son olarak, en yüksek kurumlarımız ve Parti 'nin bunlarla ilişkisi sorununun pratik yanına değinmek zorundayım. Bizde Parti'yle Sovyet
kurumları arasında doğru olmayan bir ilişki gelişti ve bu konuda
tam görüş birliği içindeyiz.
Ufacık meselelerin nasıl Pohtbüro önüne çekildiğini bir örnekle gösterdim. Bundan resmen kurtulmak çok zordur.


çünkü bizde dümende tek bir hükümet partisi vardır ve bir Parti
üyesinin şikayette bulunması yasaklanamaz. O nedenle Halk Komiserleri
Konseyi'ndeki bütün sorunlar Politbüro'ya taşınmaktadır. Burada
suçun büyük bölümü bana da aittir, çünkü Halk Komiserleri Konseyi'yle
Politbüro arasındaki bağı büyük ölçüde ben kuruyordum. Ve işlerden
elimi çekmek zorunda kaldığımda, iki çarkın aynı zamanda işlemediği
anlıl1ıldl ve Kamenev bu bağı ayakta tutmak için üç kat iş yüklenmek
zorunda kaldı. Yakın zamanda çalışmaya geri dönerneyeceğim
için, bütün umuı1ar şimdi iki vekilin daha burada olmasına bağlanıyor:
Almanlar tarafından eski haline getirilen Tsyurupa yoldaş ve yine Aimanların
mükemmel biçimde eski haline getirdikleri Rikov yoldaş. *


Alman imparatoru Vilhelm'in bile bize faydası oldu, bunu beklemiyordum.
Vilhelm'in bir operaıörü vardı, bu doktor Rikov'a bakmış,
Rikov'un kötü kısımlannı kesip Almanya'da alıkoymuş, iyi kısımlarını
bırakmış, Rikov yoldaşın bu kısmını yeniden eski haline getirerek
bize yollamıştır. Bu usul uygulanmaya devam ederse çok iyi olacak,
Şaka bir yana - şimdi esas talimatlara geliyorum. Bu konuda
MK'da tam görüş birliği var ve ben Parti Kongre.çi'nin bu soruna ilişkin
büyük bir dikkatle tavır alacağını ve bu anlamda Politbüro ve
MK'yı ıvır zıvır işlerden kurtaracak ve sorumlu fonksiyonerleri daha
yüksek bir basamağa çıkaracak talimatları onaylayacağını umuyorum.
Halk Komiserlerinin, çalışmalarının sorumluluğunu taşıması gerekir,
önce Halk Komİserleri Konseyi'ne, sonra da Politbüro'ya koşmaları
değil. MK'ya şikll.yette bulunma hakkını resmen kaldıramayız, çünkü
Partimiz tek hükümet partisidir, Burada ıvır zıvır işler için başvuruyu
engeııemek gerekir, ancak Halk Komiserleri Konseyi'nin otoritesini
yükseltmek zorunludur, faaliyetlerine yardımcılar değil, daha çok Halk
Komiserleri katılmalıdır; Halk Komiserleri Konseyi'nin çalışmasının
niteliğini, geçen yıl yapamadığım şu biçimde değiştinnek gereklidir:

Uygulamanın denetlenmesine çok daha fazla dikkat göstermek. iki vekilimiz
daha olacak: Rikov ve Tsyurupa. Rikov Savunma Konseyi'nde
KızılOrdu ve Donanma İaşesi için Olağanüstü Yetkili olarak faaliyet
yürütürken işleri disipline sokmayı bilmiş ve işler ilerlemişti. Tsyurupa
en iyi Halk Komiserliklerinden birini örgütledi. Bu ikisi Halk Komiserliklerini
uygulamaya ve sommluluğa teşvik etme konusunda büyük
dikkat gösterirlerse, burada bir adım, küçük de olsa bir adım ilerlemiş
olacağız. 18 Halk Komiserliğimiz var, bunlardan en az 15'i tamamen
işe yaramaz - her yerde iyi Halk Komiseri bulmak olanakSıZ;
insanlar buna daha büyük dikkat gösterirlerse seviniriz! Rikov yoldaş
MK Bürosu ve Tüm-Rusya Merkez Yürütme Komitesi Prezidyumu
üyesi olmalıdır, çünkü bu iki kurum ardSında bir bağ olmalıdır, çünkü
bu bağ olmazsa bazen ana çarklar boşa çalışır.


Bununla bağıntılı olarak Halk Komiserleri Konseyi'nin, Çalışma ve Savunma Konseyi'ııin* komisyonlarının sınırlandırılmasına, bunların kendi meselelerini bilip kararlaştırmalarına ve güçlerini sayısız ko·
misyonlara dağıtmamalanna dikkat etmek gerekir. Bu günlerde komisyonların temİzlenmesine girişiidi. 120 komisyon sayıldı. Peki bunlardan kaçı gereklidir? Onaltısı. Ve bu ilk temizlik değil. Kendi işi için
sorumluluk taşımak, Halk Komiserliği Konseyi 'nde bir karar almak ve bundan sorumlu olduğunu bilmek yerine, komisyonların arkasına gizleniliyor. Komisyonlarda şeytan bile yolunu bulamaz, hiç kimse kimin
sorumlu olduğunu bilmiyor; herşey birbirine karışmış durumda ve sonunda herkesin sorumlu olduğu bir kanır alınıyor.


Bununla bağıntılı olarak Bölge Ekonomİ Müsteşarlıklarının** özerklik ve faaliyetlerinin genişletilmesi, geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekilmelidir. Rusya'nın bölgelere ve reyonlara ayrılması şimdi ekonomi ve iklim koşulları, halkın yaşam biçimi, yakıt üretim koşulları, yerel sanayi koşulları vs. dikkate alınarak bilimsel ilkelere göre yapılmıştu.! Bu ayırma temelinde Reyon ve Bölge Ekonomİ Müşavirlikleri kurulmuştur. Elbette kısmi düzeltmeler olacaktır, fakat bu ekonomİ müşavirliklerinin otoritesini yükseltmek gerekir.


Ayrıca Tüm-Rusya Merkez Yürütme Komitesi'nin daha gayretli biçimde çalışması ve düzenli olarak uzun süreli toplantılar yapması sağlanmalıdır. Toplantılar, mutlaka gerekli olmadan bazen alelacele Halk Komİserlefİ Konseyi'ne getirilen yasa tasarılarını müzakere etmelidir. Böylesi tasarılar ertelenmeli ve yerel fonksiyonerlere bunları iyice inceleme olanağı tanınmalı, ayrıca yasa tasarılarını kaleme alanlardan daha sıkı taleplerde bulunulmahdır - bu bizde yapılmamaktadır.


Tüm-Rusya Merkez Yürütme Komitesi'nİn toplantıları daha uzun sürecek olursa, seksiyonlara ve altkomisyonlara ayrılarak çalışmayı daha sıkı denetleyebilir ve bana göre şu anki politik durumun anahtannı,
özünü oluşturan, ağırlığı insanlann seçimine ve gerçek uygulamanın denetlenmesine vermek üzerinde çalışabilir.


Sorumlu komünistlerin yüzde doksan dokuzunun şu anda işe yarayacakları yerde olmadığını, işine vakıf olmadığını ve şimdi oturup öğrenmek zorunda olduklarını kabul etmeliyiz ve bunu kabul etmekten korkmamalıyız. Bunu kabul edersek ve öğrenme fırsatımız olduğu için -genel uluslararası duruma göre yargılayacak olursak, bunu öğrenmek için zamanımız var-, bunu ne pahasına olursa olsun yapmalıyız.