KÜTÜPHANE | LENIN  | NISAN TEZLERI

Viladimir İliç Lenin Nisan Tezleri

1917 Nisan'ında yazıldı.
İlk kez 7 Nisan 1917 tarihli Pravda No° 26'da yayınlandı.
 
  

SİYASAL DURUM  (DÖRT TEZ)


      KARŞI-DEVRİM örgütlendi">

KÜTÜPHANE | LENIN  | NISAN TEZLERI

Viladimir İliç Lenin Nisan Tezleri

1917 Nisan'ında yazıldı.
İlk kez 7 Nisan 1917 tarihli Pravda No° 26'da yayınlandı.
 
  

SİYASAL DURUM  (DÖRT TEZ)


      KARŞI-DEVRİM örgütlendi, sağlamlaştı ve devlet iktidarını gerçekten ele geçirdi.
      Karşı-devrimin tam örgütlenmesi ve tam sağlamlaşması, karşı-devrimin başlıca üç kuvvetinin enine boyuna düşünülmüş ve daha önce gerçekleşmiş birliğine dayanmaktadır:
      1. Örgütlenmiş burjuvazinin gerçek kılavuzu, başbakanlıktan çekilirken başbakanlığa bir ültimatom gönderen, ve böylece başbakanlığın karşı-devrim tarafından devrilmesini hazırlayan Meşrutî-Demokrat Partidir.
      2. Şimdi en gözde bazı sosyalist-devrimcilerin bile Cavaignac gibi davrandıkları Kerenski'nin bilerek ya da yarı-bilerek yardım ettiği, gerçekte iktidarı çoktan ele geçirmiş [sayfa 99] olan, cephede devrimci birlikleri kurşuna dizmeye, Petrograd'ın ve Moskova'nın devrimci birlik ve işçilerini silahtan tecrit etmeye, Nijni-Novgorod hareketini bastırmaya ve cezalandırmaya, bolşevikleri tutuklamaya ve mahkemelerden, hatta hükümetten alınmış bir karar olmaksızın bolşevik gazetelerinin yayımını durdurmaya başlamış olan Büyük Genelkurmay Heyeti ve ordunun üst kumanda mevkileri. Gerçekten, başlıca devlet iktidarı, Rusya'da, bugün askerî diktatörlüktür; bu olgu, her ne kadar pratikte güçsüz olsalar da, sözde devrimci kurumların varlığıyla daha da karanlık olsalar da, yadsınılamaz bir olgudur ve o kadar önemli bir olgudur ki bunu kavramadan, siyasal durumdan hiç bir şey anlaşılamaz.
      3. Bolşeviklere karşı kızgın bir kampanyadan Sovyetlere karşı sistematik tahriklere geçen aşırı gerici kralcı basın ve burjuva basın, "kundakçı" Çernov vb., bugün Rusya üzerinde kadetlerin ve kralcıların desteğiyle hüküm sürmekte olan askerî diktatörlük siyasetinin gerçek amacının Sovyetlerin dağılışını hazırlamak olduğunu en büyük bir açıklıkla göstermektedirler. Sosyalist-devrimcilerin birçok önderi, yani Sovyetlerin bugünkü çoğunluğunun liderleri, şu günlerde buna inanmış bulunuyorlar, ama gerçek anlamıyla küçük-burjuvazi, bu korkunç gerçek karşısında, en boş tümcelerle yetiniyor.
      Sovyetlerin ve sosyalist-devrimci ve menşevik partilerin liderleri, başta Çereteli ve Çernov, devrimi karşı-devrime teslim ederek, kendilerini, partilerini ve Sovyetleri karşı-devrim için bir paravan haline getirerek, devrim davasına ihanet ettiler.
      İşte bunun kanıtı: sosyalist-devrimciler ve menşevikler, bolşevikleri gericiliğe teslim ettiler ve bolşevik gazetelerinin kapatılmasını sessizce onayladılar, halka, bunu yaptıklarını ve neden yaptıklarını açıkça ve kesin olarak söylemek yürekliliğini bile gösteremeden. Devrimci işçi ve alayların silahsızlandırılmasını yasallaştırarak kendi kendilerini [sayfa 100] gerçek güçten yoksun bıraktılar. Sovyetlerin dağılması için yapılan son hazırlıklar tamamlanıncaya kadar halkın dikkatini "çekip oyalamakta" gericiliğe yardım etmek rolünü benimseyen en amansız gevezeler haline geldiler. Sosyalist-devrimci ve menşevik partilerin ve Sovyetlerin bugünkü çoğunluğunun tam ve kesin başarısızlığı hesaba katılmadan ve onların "direktuarları"nın ve bütün öteki soytarılıklarının salt hayal olduklarını anlamadan siyasal durumdan hiç bir şey anlaşılamaz.
      Rus devriminin barışçı bir yolla gelişmesi üzerine kurulan umutlar geri dönmemek üzere sönmüştür. Nesnel durum şöyle görülmektedir: ya askerî diktatörlüğün tam zaferi ya da işçilerin silahlı ayaklanmasının zaferi. Bu zafer, ancak, ayaklanma, iktisadî yıkım ve savaşın uzaması sonucu, yığınların, hükümete ve burjuvaziye karşı derin bir kaynaşmasıyla birlikte olduğu zaman olanaklı olacaktır.
      "Bütün iktidar Sovyetlere" sloganı, nisan, mayıs, haziran aylarında ve 5-9 temmuza kadar, yani gerçek iktidarın askerî diktatörlüğe geçtiği ana kadar mümkün olmuş olan devrimin barışçıl gelişmesinin sloganı oldu. Ne askerî diktatörlüğün, ne de sosyalist-devrimcilerin ve menşeviklerin, tam, fiilî ihanetini hesaba katmadığına göre, bu slogan artık bugün doğru değildir. Serüvenlerin, kargaşalıkların, kısmî direnmelerin, gericiliğe karşı bölük pörçük, umutsuz çarpışma girişimlerinin davamıza hiç bir yaran olamazdı. Öncü işçi, durum konusunda açık bir bilince varmalı, bu konuda bir sağlamlık ve yetenek örneği vermeli, bütün kuvvetlerini, zaferin çok güçleştiği, ama yukarıda gösterilen etmenler ve akımlar bir araya geldiği takdirde olanaksız olmadığı bu kesin savaş hedefine göre hazırlamalıdır. Meşrutiyetçiler ya da cumhuriyetçiler hakkında hayale kapılmak yok, barışçıl yollar hakkında hayale kapılmak yok, dağınık eylemler yok, şu anda yüz-karaların ve Kozakların kışkırtmalarına yanıt vermek yok: güçlerin bir araya [sayfa 101] toplanması ve yeniden örgütlenmesi, kesin savaşa sıkı bir şekilde hazırlanma, eğer bunalımın evrimi izin verirse, yığınları, bütün halkı bu savaşa gerçekten katmak. İktidarı az önce eline geçiren karşı-devrim, sınıf olarak büyük toprak sahipleriyle birleşmiş olduğu için, toprağın köylülere devredilmesi, kesin bir savaşım vermeden şu sırada olanaksızdır.
      Savaşımın, partimizin programının uygulanması ereğiyle, iktidarın en yoksul köylülerce desteklenen proletarya tarafından ele geçirilmesinden başka bir amacı olamaz.
      4. İşçi sınıfının partisi, legal eylemden vazgeçmeksizin, ama ona bir an bile büyük bir önem vermeksizin, 1912-1914 yılları sırasında olduğu gibi, legal çalışmayı illegal çalışmayla b i r l e ş t i r m e l i d i r.
      Legal eylemi bir saat olsun durdurmayalım. Ama anayasaya dayanan ve "barışçı" hayallerle, gözlerimizin kamaşmasına izin vermeyelim. Zaman yitirmeden her yanda bildirilerin vb. yayınlanması için örgütler kurulmalı. Bütün hatlarda zaman yitirmeden, sağlam bir şekilde ve soğukkanlılıkla, yeniden örgütlenmeliyiz.
      1912-1914'te İmparatorluk Dumasındaki, yardım sandıklarındaki, sendikalardaki vb. legal üslerimizi yitirmeksizin, çarlığın devrim yoluyla devrilmesinden söz edebildiğimiz zamanlarda olduğu gibi hareket etmeli.
     

23 (10) Temmuz 1917'de yazıldı.
Proletarkoye Diyelo, n°
6, 2 Ağustos (20 Temmuz) 1917'de yayınlandı.
İmza: V.