B.
KONGREDEKİ ÇEŞİTLİ GRUPLAŞMALARIN ÖNEMİ
Kongre, çok titiz bir hazırlıktan sonra ve tam bir temsil temeline dayalı olarak toplantıya çağrıldı. Kongrenin yapısının doğru olduğu ve kararlarının
kesinlikle bağlayıcı bir nitelik taşıdığı yolundaki genel kanı, kongre toplandıktan sonra başkanın söylevinde de (tutanaklar, s. 54) ifadesini buldu.
Kongrenin başlıca görevi neydi?
İskra tarafından geliştirilmiş ve ayrıntılarıyla hazırlanmış ilkelere ve örgütlenme görüşlerine dayalı
gerçek bir parti yaratmak. Kongre çalışmalarının bu doğrultusu,
İskra'nın üç yıl süren çalışmalarıyla ve komitelerin çoğunluğunun
İskra'yı tanımış olmasıyla önceden belirlenmişti.
İskra'nın programı ve eğilimi,
(sayfa: 15) partinin programı ve eğilimi olacaktı;
İskra'nın örgütlenme planları, Parti Örgüt Tüzüğünün maddeleri halinde somutlaşacaktı. Ama söylemeye bile gerek yok, bu, savaşım vermeksizin başarılamazdı. Çünkü kongre geniş ölçüde temsili bir nitelik taşıyordu; temsilciler arasında
İskra'yla var gücüyle savaşan örgütlerin (
Bund[5] ve
Raboçeye Dyelo[6] ) temsilcileri ile
İskra'yı önder organ olarak sözde tanımakla birlikte, gerçekte kendi planları doğrultusunda davranan ve ilke sorunlarında tutarlı olmayan örgütlerin temsilcileri (
Yujni Raboçi grubu
[7] ve bazı komitelerin bu grupla yakın ilişki kuran temsilcileri) de vardı. Bu koşullar altında kongre,
İskra'nın yöneltisinin zaferi için verilen savaşımın arenasından başka bir şey olamazdı. Tutanakları şöyle bir okumak, kongrenin böyle bir arena durumuna geldiğini hemen gösterecektir. Şimdi bizim görevimiz, kongrede çeşitli konularda ortaya çıkan belli-başlı gruplaşmaları geriye doğru izlemek ve ana gruplardan herbirinin siyasal çehresini, tutanaklardaki açık, kesin verilere dayanarak ortaya koymaktır. Kongrede
İskra'nın rehberliğinde bir tek parti içinde birleşecek olan bu gruplar, eğilimler ve farklılıklar nelerdi? Görüşmeleri ve oylamaları tahlil ederek göstermemiz gereken şey budur. Hem bizim sosyal-demokratlarımızın gerçekten ne olduklarını gösterecek bir inceleme için, hem de onlar arasındaki ayrılık nedenlerini anlamak bakımından, bunun aydınlatılması büyük bir önem taşımaktadır. Hem Birlik Kongresinde
[8] yaptığım konuşmada, hem yeni
İskra yazıkuruluna gönderdiğim mektupta, gruplaşmaların tahliline en önde yer vermemin nedeni budur. (Martov'un başı çektiği) "azınlık"ta olan muhaliflerim, sorunun özünü hiç kavrayamadılar. Birlik Kongresinde onlar, oportünizme kaydıkları suçlamasına karşılık, "haklı olduklarını göstermeye" çalışarak ayrıntı türünden noktaları düzeltmekle yetindiler, ama kongredeki gruplaşmalara dair benim çizdiğim resmi
daha değişik bir resim çizerek karşılamaya
(sayfa: 16) bile kalkışmadılar. Şimdi Martov,
İskra'da (n° 56), kongredeki değişik siyasal grupların sınırlarını ortaya koymaya dönük her çabayı "hizipçilik siyaseti" olarak göstermeye çalışıyor. Bu biraz kuvvetli bir ifade yoldaş Martov! Ama yeni
İskra'nın bu sert dilinin şu garıp özelliği var: Bu sert dilin
tümden ve herkesten önce şimdiki yazıkurulunu hedef almış bir dil haline dönüşmesi için, kongreden bu yana, aramızdaki farklılığın bütün aşamalarını ortaya koyuvermek yeter de artar bile. Hzipçi siyasetten sözeden siz, sözüm-ona parti yazıkurulu, önce bir kendinize bakın!
Martov, bizim kongredeki savaşımımızın dayandığı gerçekleri öylesine tatsız buluyor ki, şimdi o gerçekleri tümden küçümsemeye, karalamaya çalışıyor. "Bir iskracı" diyor Martov, "parti kongresinde ve ondan önce,
İskra ile tam dayanışma içinde olduğunu söylemiş, onun programını ve örgüt görüşünü savunmuş ve örgütlenme politikasını desteklemiş kişidir. Kongrede kırktan fazla böyle iskracı vardı;
İskra'nın programıyla
İskra'yı partinin merkez yayın organı olarak kabul eden önerge için verilen oyların sayısı buydu." Kongre tutanaklarını açın, göreceksiniz ki, program, çekimser kalan Akimov'un dışındakilerin
hepsinin oybirliğiyle kabul edilmiştir (tutanaklar, s. 233). Böylece yoldaş Martov, bundcuların, Bruker'in ve Martinov'un,
İskra'yla "tam bir dayanışma" içinde olduklarını
gösterdiklerine, onun örgütlenme görüşlerini
savunduklarına bizi inandırmak istiyor. Bu gülünçtür! Kongreden sonra, katılanların
tümünün (gene de tümü değil, çünkü bundcular çekilmişti), partinin eşit üyeleri haline geldiği gerçeği, burada, kongredeki savaşımı yaratan gruplaşmalarla karıştırılıyor. Kongreden sonra "çoğunluğu" ve "azınlığı" meydana getiren
öğeleri incelemek yerine, "programı kabul ettiler" yollu resmi bir sözle karşılaşıyoruz.
İskra'nın merkez yayın organı olarak kabul edilişine ilişkin oylamayı alın. Göreceksiniz ki, önergenin iki
(sayfa: 17) bölümünü, yani
İskra'nın salt merkez yayın organı olarak kabul edilmesiyle, yaptığı hizmetlerin tanınmasına ilişkin bölümü birbirinden ayırmakta ısrar eden kişi, —şimdi yoldaş Martov'un, daha iyi bir dava uğruna harcaması gereken bir cesaretle,
İskra'nın örgütsel görüşlerini ve örgüt siyasetini savunduğunu söyleyerek övdüğü— Martinov'du. Önergenin ilk bölümü (yani
İskra'nın hizmetlerini kabul eden, onunla dayanışma içinde bulunulduğunu ifade eden bölümü) oya konduğu zaman, lehte
yalnızca otuzbeş oy verildi; iki oy (Akimov'la Bruker) aleyhteydi; onbir kişi (Martinov, beş bundcu ve yazıkurulunun beş oyu, yani benim ve Martov'un ikişer oyu ile Plehanov'un bir oyu) çekimserdi. Görülüyor ki, Martov'un şimdi taşıdığı görüşler açısından onun hayli yararına olan ve bizzat kendisinin ortaya attığı bu örnekte bile
İskra'ya karşı grup (beş bundcu ve üç
Raboçeye Dyelo yanlısı) apaçık ortadadır. Önergenin ikinci bölümünün, yani herhangi bir biçimde dayanışma ifade etmeksizin,
İskra'nın merkez yayın organı olarak kabulü hakkındaki bölümünün oylanmasını (tutanaklar, s. 147) alın:
lehte verilen oylar, şimdiki Martov'un iskracı sınıfına soktuğu kırkdört kişiydi. Kullanılacak toplam oyların sayısı ellibirdi. Çekimser kalan yazıkurulunun beş oyunu bundan çıkarırsak elde kırkaltı oy kalır, iki oy (Akimov ve Bruker)
aleyhteydi. Görüldüğü gibi, geri kalan krkdört oyun içinde
beş bundcunun hepsinin oyu vardı. Ve böylece kongredeki bundcular, "
İskra'yla tam bir dayanışma içinde olduklarını ifade ettiler" — İşte resmi
İskra, resmi tarihi böyle yazıyor. Bu noktayı bir parça öne alarak, okura, bu resmi doğrunun gerçek nedenlerini açıklayacağız:
eğer bundcularla "Raboçeye Dyelo" yanlıları kongreden çekilmeselerdi,
İskra'nın şimdiki yazıkurulu (bugünkü gibi, sözde parti yazıkurulu değil) gerçek parti yazıkurulu olurdu, olabilirdi. Bugünün bu güvenilir bekçilerinin, sözümona parti yazıkurulunun, iskracı olarak ilân edilmesi zorunda kalınması buradan ileri
(sayfa: 18) geliyor. Ama bu konudan, daha sonra, ayrıntılarıyla söz edeceğim.
İkinci sorun şudur: eğer kongre iskracılarla
İskra-karşıtları arasında bir savaşım idiyse, bu ikisi arasında yalpalayan, kararsız, ortada öğeler yok muydu? Partimiz hakkında birazcik fikri olan ve hangi türden olursa olsun bütün kongrelerin gösterdiği manzarayı bilen herhangi bir kişi, bu soruya
a priori, [önsel.-ç.] olumlu yanıt verme eğilimini gösterecektir. Yoldaş Martov, şimdi, bu kararsız öğeleri anımsamakta pek isteksiz görünüyor; bu nedenle de
Yujni Raboçi grubunu ve ona yanaşan temsilcileri tipik iskracılar olarak, bizim onlarla ayrılığımızı da değersiz ve önemsiz şeyler gibi gösteriyor. Bereket versin, tutanakların tam metni önümüzde; bu soruyu —kuşkusuz gerçek soruyu— belgesel verilere dayanarak yanıtlama olanağına sahibiz. Kongredeki genel gruplaşmalara dair yukarda söylediklerimiz, kuşkusuz, soruya yanıt olma iddiasında değildir, yalnızca sorunu doğru olarak ortaya koymak içindir.
Siyasal gruplaşmaların tahlili yapılmaksızın, belli eğilimler arasındaki savaşımın niteliğiyle kongrenin görünümü ortaya konmaksızın, aramızdaki ayrılığı anlama olanağı yoktur. Martov'un, bundcuları bile iskracılar safına koyarak, farklı eğilimleri gizlemeye kalkışma çabaları, yalnızca sorundan kaçmaktır. Kongre öncesi Rus sosyal-demokrat hareketinin tarihi çerçevesinde (daha ilerdeki doğrulamalar ve ayrıntılı incelemeye temel olmak üzere) bellibaşli üç grup bulunduğu
a priori belirtilmelidir: iskracılar,
İskra-karşıtları ve kararsız, yalpalayan, sallantıda öğeler.