BÜYÜK BiR KIVANCIN YOLUNU
UFAK KAYGILAR ENGELLEMEMELiDiR
Birlik tüzüğünün, Merkez Yönetim Kurulu tarafindan onaylanmasiniöngören önergenin Birlik tarafindan reddi (Birlik tutanaklari, s. 105), parti kongresi çoğunluğunun derhal oybirliğiyle belirttiği gibi, "parti tüzüğünün açiktan açiğa ihlali"ydi. ilke sahibi kişilerin hareketi olarak görülen bu ihlal girişimi tam bir anarşizmdi; kongre sonrasisavaşiminin havasiiçinde, bu ihlal girişimi, bir yandan, parti azinliğinin, parti çoğunluğuyla "hesaplaşma"ya çabaladiği(Birlik tutanaklari, s. 112) izlenimini yaratirken, bir yandan da azinliğin partiye itaat etmeyi ya da partide kalmayiarzu etmediğini gösteriyordu. Merkez Yönetim Kurulunun, Birlik tüzüğünde bazideğişiklikler yapilmasiçağrisina ilişkin bir önergeyi (Birlik tutanaklari, s. 124-125) kabul etmeyi Birlik reddedince de, bir parti örgütünün kongresi olarak görülmeyi isteyen, ama aynizamanda partinin merkez kuruluna itaat etmek istemeyen bu kongrenin gayrimeşrü ilân edilmesi kaçinilmaz bir zorunluluk olarak belirdi. Bu zorunluluğa uyarak, parti çoğunluğundan yana olanlar, bu yakişik almaz orta oyununda herhangi bir paylaribulunmasin diye, derhal bu sözümona parti toplantisindan çekildiler.
Tüzüğün l'inci maddesi üzerindeki sebatsizliğiyla kendini ortaya koyan, örgütsel ilişkileri ancak platonik olarak kabul etmiş bu aydin bireyciliği, böylece, benim daha Eylül ayinda, yani parti örgütünü parçalama noktasina varmadan bir-buçuk ay önce tahmin ettiğim mantiklisonucuna ulaşmiş oluyordu. Birlik Kongresinin sona erdiği akşam Plehanov, partinin her iki merkez organindaki arkadaşlarina, "yoldaşlarina ateş açma"ya tahammül edemeyeceğini, "bölünmektense insanin beynine bir kurşun sikmasinin daha iyi olduğu"nu, işin daha da kötüye gitmesini önlemek için, üzerinde, işin aslinda 1'inci maddenin yanliş konumunda görülebilecek ilkeler üzerinde olduğundan daha fazla yikicibir savaşima girilen kişisel ödünlerin azami ölçüde verilmesinin zorunlu olduğunu söyledi. Yoldaş Plehanov'un, parti açisindan önem taşiyan bu geri dönüşünü daha doğru biçimde değerlendirebilmek için, özel konuşmalara, (aşiridurumlarda son kaynak olarak değinilecek) özel mektuplara dayanilmamasini, ama bunlarin yerine Plehanov'un tüm partiye yaptiğikendi açiklamasina, yani Birlik Kongresinin hemen ardindan, ben merkez yaym organindan istifa ettikten (1 Kasim 1903) sonra ve martovcularin üyeliğe çağirilmasindan (26 Kasim 1903) önce yazilan ve iskra'nin 52'nci sayisinda yayinlanan "Ne Yapmamali?" başlikliyazisina dayanilmasinisalik veririm.
"Ne Yapmamali?"nin temel fikri, siyasette, kişinin çok inatçi, çok haşin ve boyuneğmez olmamasinin gerektiğidir; (sayfa: 211) bir bölünmeden kaçinmak için (bize yaklaşmakta olanlar ya da tutarsizlar arasindaki) revizyonistlere ve anarşist bireycilere bile boyuneğmek bazan gereklidir. Bu soyut genellemelerin iskra okurlariarasinda geniş ölçüde karişiklik yaratmasidoğaldi. Yoldaş Plehanov'un (daha sonraki yazilarinda) yer alan, fikirlerinin yeniliği ve halkin diyalektik bilgilerinin eksikliği nedeniyle anlaşilamadiğindan sözeden kendini beğenmiş, hükümdarca ifadelerini okuyunca, insan gülmeden edemiyor. Gerçekte "Ne Yapmamali?"yi, o yazinin yazildiğisirada, Cenevre'nin, adlariayniharfle başlayan iki diş mahallesinde[34] oturan birkaç düzine insan anlayabilirdi. Plehanov yoldaşin talihsizliği, kongre sonrasinda azinliğa karşiverilen savaşimin bütün aşamalarina katilmiş bu birkaç düzine insaniamaçlayan bir yiğin ima ve serzenişi, matematik simgeleri ve bilmeceleri, onbin kadar okur arasinda dolaşima sokmasindaydi. Yoldaş Plehanov, diyalektiğin temel bir ilkesini, yani son derece talihsizce atifta bulunduğu, soyut gerçek yoktur, gerçek her zaman somuttur ilkesini çiğnediği için, bu başina geldi. Bu ilke gereğince, Birlik Kongresinden sonra, martovculara boyuneğme fikrine, tümden somut olan bu fikre, soyut bir görünüm vermek yersizdi.
Yoldaş Plehanov'un, yeni bir savaş narasiolarak savunduğu boyuneğme iki halde meşru ve önemlidir: boyuneğen, kendisine boyuneğdirmeye çalişanlarin hakliolduğuna inandiğizaman (ki bu durumlarda dürüst siyasal önderler, yanildiklariniaçikça ve içtenlikle itiraf ederler) ya da daha büyük bir beladan sakinmak için akil-dişive zarar verici bir isteğe boyuneğildiği zaman. Sözkonusu yazidan açikça anlaşildiğina göre, yazarin düşündüğü hal, ikincisidir. Yazar, açikça, revizyonistlere ve anarşist bireycilere (yani, şimdi her parti üyesinin Birlik tutanaklarindan bildiği üzere martovculara) boyuneğilmesinden söz etmekte ve bir bölünmeyi önlemek üzere bunun zorunlu olduğunu söylemektedir. (sayfa 212) Gördüğümüz gibi, yoldaş Plehanov'un sözde yeni düşüncesi, büyük bir kivancin yolunu ufak-tefek kaygilarin kesmesine izin verilmemesi, ufak bir budalaliğin ve önemsiz bir anarşistçe konuşmanin partideki büyük bir parçalanmadan yeğolduğu şeklindeki basmakalip ve hiç de yeni olmayan bir bilgeliğe gelip dayanmaktadir. Yoldaş Plehanov bu yaziyiyazdiğizaman, azinliğin, partimizde oportünist kanaditemsil ettiğini ve o azinliğin anarşistçe silahlarla çarpiştiklariniçok iyi biliyordu. Yoldaş Plehanov, tipki(bir kez daha si licet parva componere magnis) Alman sosyal-demokratlarinin Bernstein'la savaşmasigibi, bu azinlikla, kişisel -ödünler verilerek savaşilmasitasarimiyla ortaya çikti. Bebel kendi partisinin kongrelerinde, çevrenin etkisine yoldaş Bernstein (bir zamanlar yoldaş Plehanov'un kullanmayipek sevdiği bir şekilde Bay Bernstein değil, yoldaş Bernstein) kadar açik olan bir başka kişi tanimadiğinisöylemişti: Onu, demişti, kendi çevremize alalim, Reichtag'in üyesi yapalim, revizyonizmle revizyoniste karşigereksiz bir sertlikle (Sobakeviç-Parvus'vari[35] ) değil, ama "onu şefkate boğarak" savaşalim — tipki, animsadiğina göre, yoldaş M. Beer'in, ingiliz sosyal-demokratlarin bir toplantisinda, ingiliz Sobakeviç-Hyndman'in saldirisina karşiAlmanlarin uzlaşmaciliğini, barişçilliğini, uysalliğini, esnekliğini ve ihtiyatkarliğinisavunurken söylediği gibi. Yoldaş Plehanov da tam aynibiçimde, Akselrod ve Martov yoldaşlarin önemsiz anarşizmini, küçük oportünizmini "şefkate boğmak" istemekteydi. Gerçi yoldaş Plehanov "anarşist bireyciler"i oldukça açiklikla ima ederken revizyonistler hakkinda kasitliolarak bulanik bir dil kullanmişti; bunu, oportünizmden sahih bir inanca (orthodoxy) kaymakta olan Raboçeye Dyelo'cularikastettiği, ama sahih bir inançtan revizyonizme doğru kaymaya başlayan Akselrod'la Martov'u kastetmediği izlenimini yaratacak bir biçimde yapmişti. Ama bu masum bir savaş hilesiydi,[89*] parti yayinlarinin topçu ateşine dayanma gücünde (sayfa 213) olmayan çelimsiz bir siperdi.
Olaylarin, açikladiğimiz siyasal dönemdeki gerçek görünümünü bilenler, yoldaş Plehanov'un ruh haline nüfuz edebilenler, benim bu olayda bundan daha başka türlü davranamayacak olduğumu anlayacaklardir. Bunu, beni yazikurulunu teslim etmekle suçlayan çoğunluk yandaşlariiçin söylüyorum. Yoldaş Plehanov Birlik Kongresinden sonra ağiz değiştirdiği ve çoğunluğu desteklemek yerine her ne pahasina olursa olsun uzlaşmayidesteklemeye başladiğizaman, bunu en iyi biçimde yorumlamak zorundayim. Belki de yoldaş Plehanov, yazisinda, dostça ve dürüst bir bariş programiöne sürmek istiyordu? Böyle herhangi bir program, her iki tarafin, hatalariniiçtenlikle itiraf etmesine gelir dayanir. Plehanov yoldaşin, çoğunluğa yüklediği hata neydi? Revizyonistlere karşi, yersiz, Sobakeviç-vari bir sertlik. Yoldaş Plehanov'un, bunu söylerken, kafasindan neyin geçtiğini bilmiyoruz: katirlar hakkindaki şakasimiyoksa —Akselrod'un huzurunda— anarşizm ve oportünizme aşiriölçüde ihtiyatsiz değinişi mi? Yoldaş Plehanov, kendisini soyut biçimde", üstelik bir başka arkadaşiima ederek, ifade etmeyi yeğlemişti. Kuşkusuz bu bir zevk meselesidir. Ama her şey bir yana, ben kendi sertliğimi, hem iskraciya (sayfa 214) mektubumda, hem Birlik Kongresinde açikça itiraf ettim. Öyleyse, çoğunluğun böyle bir "hata"dan suçlu olduğunu itiraf etmeyi nasil reddetmiş olabilirdim? Azinliğa gelince, Plehanov yoldaş, onlarin hatasinin, bizi bir parçalanmanin eşiğine getiren revizyonizm (onun oportünizm hakkinda parti kongresinde söyledikleriyle ve jorecilik hakkinda Birlik Kongresinde söyledikleriyle karşilaştiriniz) ve anarşizm olduğunu belirtti. Bu hatalarin kabul edilmesini saklamaya ve o hatalarin verdiği zararikişisel ödünlerle ve genel olarak şefkatli" bir davranişla gidermeye dönük bir çabayiben engelleyebilir miydim? Plehanov yoldaş, "Ne Yapmamali?" başlikliyazisinda, bize, "yalnizca belli bir tutarsizlik yüzünden" revizyonist olan revizyonistler arasindaki "muhaliflerimizi bağişlamamiz" çağrisinda bulunduğu zaman, ben böyle bir girişimi engelleyebilir miydim? Ve eğer, bu girişime inanmasaydim, merkez yayin organiyla ilgili olarak kişisel bir ödün vermekten ve çoğunluğun mevkiini savunmak üzere Merkez Yönetim Kuruluna geçmekten başka bir şey yapabilir miydim?[90*] Yalnizca 6 Ekim tarihli mektubumda, kavgayi"kişisel sinirliliğe" bağlama eğilimini taşimiş olmam gibi bir nedenle bile olsa, bu tür girişimlerin başariya ulaşmasiolasiliğinikesin olarak yadsiyamaz ve (sayfa 215) başimizin üstünde sallanan bölünme tehdidinin tüm yükünü kendi omuzuma alamazdim. Ama çoğunluğun mevkiini savunmayisiyasal görevim saydim, ve hala da öyle sayiyorum. Bu konuda yoldaş Plehanov'a güvenmek güçtü ve riskliydi, çünkü her şey gösteriyordu ki, Plehanov, "proletaryanin önderi, yetkisini, siyasal sağduyuya karşit düşen savaşçieğilimlerin dizginlerini saliverme hakkina sahip değildir" şeklindeki sözü, kendi yetkisini diyalektik bir yolda şöyle yorumlamaya hazirdi: eğer ateş açmak zorundaysaniz, o zaman (Kasim ayinda Cenevre'deki havanin halini düşünerek), daha iyi olani, çoğunluğa ateş açmaktir... Çoğunluğun mevkiini savunmak esasti, çünkü bir devrimcinin özgür (?) iradesi sorunu üzerinde dururken, yoldaş Plehanov —somut ve kapsamlibir incelemeyi gereksinen diyalektiği hiçe sayarak— bir devrimciye güven sorununu, partinin belli bir kanadina önderlik eden "proletaryanin önderi"ne güven sorununu sessizee geçiştirivermişti. Plehanov yoldaş, anarşist bireycilikten sözeder ve bize, disiplinin çiğnenmesine "zaman zaman" gözlerimizi yummamizive "devrimci fikre bağlilikla hiç bir ilgisi olmayan bir duyguda kök salmiş" olan aydinca düzen tanimazliğa "bazan" başeğmemizi salik verirken, anlaşilan, bizim parti çoğunluğunun özgür iradesini de dikkate almamiz gerektiğini ve anarşist bireycilere verilecek ödünlerin genişliğine karar verme işinin pratik çalişmadaki görevlilere birakilmasigerektiğini unutuyordu. Çocukça anarşist saçmalarla yazin alaninda savaşmak ne kadar kolaysa, ayniörgüt içinde anarşist bireycilerle pratik çalişmayiyürütmek o kadar güçtür. Pratikte anarşizme verilebilecek ödünlerin genişliğini belirleme işini kendi görevi sayarak yüklenen bir yazar, yalnizca aşirive gerçekten doktriner yazinsal kendini beğenmişliğini ortaya koyar. Yoldaş Plehanov, (Bazarov'un[37] söyleyegeldiği üzere salt önemli görünsün diye) haşmetli bir ifadeyle, eğer yeni bir bölünme ortaya çikarsa işçilerin bizi anlayamaz hale (sayfa 216) geleceğini söylemişti; ama aynizamanda da yeni iskra'da gerçek ve somut anlaminiyalnizca işçilerin değil, tüm dünyanin anlayamayacağibir yaziselini başlatmişti. "Ne Yapmamali?"nin provalariniokuyan bir Merkez Yönetim Kurulu üyesinin, Plehanov'un, belli bir yayinin (parti kongresiyle Birlik Kongresi tutanaklarinin) çapinidaraltma planinibizzat o yazinin boşa çikaracağiuyarisinda bulunmasinda, çünkü o yazinin meraklarikamçilayacağini, sokaktaki adama,[91*] yargiya varmasiiçin yardimciolmak üzere, bir yandan çekici ama bir yandan da kavranamaz bir şeyler vereceğini ve ister-istemez, insanlarin, şaşkinlik içinde "Ne oluyoruz?" diye sormalarina neden olacağinisöylememesinde, şaşilacak bir şey yoktur. Savlarinin soyutluğu ve imalarinin muğlakliğinedeniyle, yoldaş Plehanov'un bu yazisinin, sosyal-demokrasi düşmanlarinin saflarinda zafer şenliğine, Revolutsionnaya Rossiya'nin[39] sütunlarinda kankan dansina ve Osvobojdeniye'deki kararlirevizyonistlerin çilgin övgülerine neden olmasinda şaşilacak bir şey yoktur. Yoldaş Plehanov'un daha sonralarikendini çok gülünç ve çok üzüntü verici bir biçimde siyirmaya çaliştiğibu gülünç ve üzüntü verici bütün yanliş anlamalarin kaynağidiyalektiğin temel ilkesinin çiğnenmesinde yatmaktadir; bu ilke, somut sorunlarin, tüm somutluklariiçinde ele alinmasiilkesidir. Bay Struve'nin duyduğu haz, özellikle doğaldi: O, yoldaş Plehanov'un ardindan gittiği (ama başaramadiği) "iyi" amaçlarla (şefkate boğma) hiç mi hiç ilgilenmiyordu; (sayfa 217) Bay Struve'nin ellerini ovuşturarak karşiladiğive ellerini ovuşturarak karşilamaktan başka türlü karşilayamayacağişey, partimizin oportünist kanadina doğru kaymaydi. Bu kayma, şimdi herkesin açikça görebileceği gibi, yeni iskra'da başladi. Herhangi bir sosyal-demokrat partide, en hafifinden ve çok geçici bile olsa, oportünizme yönelik her türlü kaymayihoşnutlukla karşilayanlar, yalnizca Rus burjuva demokratlarideğildir. Akillibir düşmanin hesabi, pek nadir olarak basit bir yanliş anlamaya dayanir: bir insanin hatasini, onu öven kişilere bakarak söyleyebilirsiniz. Yoldaş Plehanov'un, okurun dikkatsizlik göstereceğini ummasive çoğunluğun, partinin sol kanadindan sağkanadina kaçişlara değil de üyeliğe çağirilmaya hiç bir koşul kabul etmeksizin itiraz ettiğini kanitlamaya çalişmasiboşunadir. Sorun, bir bölünmeyi önlemek için yoldaş Plehanov'un kişisel ödün vermesi değildir (bu övülesi bir şey olurdu). Sorun, konuyu tutarsiz revizyonistler ve anarşist bireycilerle bağlama gereğini tam olarak kavramasina karşin, Plehanov'un böyle yapmamasive onun yerine konuyu, anarşizme verilecek pratik olasiödünlerin genişliği üzerinde kendileriyle anlaşmazliğa düşerek uzaklaştiğiçoğunlukla bağlamasidir. Sorun, yazikurulunun hangi kişilerden kurulacağikonusunda yoldaş Plehanov'un bir değişiklik yapmasideğildir; revizyonizme ve anarşizme karşidurma şeklindeki tutumuna ihanet etmesi ve bu tutumu partinin merkez yayin organinda savunmaktan vazgeçmesidir.
O tarihlerde, çoğunluğun, kurulu (organised) tek temsilcisi olan Merkez Yönetim Kuruluna gelince, yoldaş Plehanov, o kuruldan, özellikle, anarşizme verilecek pratik ödünlerin olasi ölçüsünün genişliği konusunda anlaşamayarak kopmuştur. 1 kasimdan bu yana, yani benim istifamin, şefkate boğma siyasetine alaniboş birakmasindan bu yana neredeyse bir ay geçmiştir. Yoldaş Plehanov her türlü temasiyaparak, bu siyasetin uygun olup olmadiğinidenemek (sayfa 218) için her türlü firsata sahipti. Bu süre içinde yoldaş Plehanov, "Ne Yapmamali?" başlikliyazisiniyayinlamiştir. Deyim yerindeyse, bu yazi, martovcularin yazikuruluna girmeleri için verilmiş tek biletti ve şimdi de öyledir. Revizyonizm (çarpişmamiz, ama hasimlarimizibağişlamamiz gereken revizyonizm) ve anarşist bireycilik (kendisine kur yapilmasive şefkate boğulmasigereken anarşist bireycilik) gibi sözcükler bu bilete koyu italik harflerle yazilmiştir. Lütfen içeriye buyurun beyefendiler, ben sizi şefkate boğacağim — işte yoldaş Plehanov'un yazikurulundaki yeni meslektaşlarina bu çağriyla söyledikleri budur. Doğal olarak, Merkez Yönetim Kuruluna kalan tek şey, anarşist bireyciliğe verilebilecek pratik ödünlerin genişliği konusundaki son sözünü (ultimatomun anlamibudur — olasibir bariş için son söz) söylemekti. Ya bariş istiyorsunuzdur — ki bu durumda, size şefkatimizi, barişçilliğimizi, ödün vermeye, vb. hazir olduğumuzu göstermek üzere işte şu kadar sandalye (partide bariş sağlanacaksa, çatişmanin yokluğu anlaminda bir bariş değil, partinin anarşist bireycilik tarafindan tahrib edilmeyeceği anlaminda bir bariş sağlanacaksa, yapabileceğimiz şey budur, daha fazlasideğil); bu sandalyeleri alin ve Akimov'la Plehanov'dan adim adim uzaklaşip geri dönün. Ya da kendi görüşlerinizi korumak ve sürdürmek istiyorsunuzdur, (eğer yalnizca örgütlenme konusunda olsa bile) tümden Akimov'a kaymak istiyorsunuzdur, Plehanov'un değil sizin hakliolduğunuza partiyi inandirmak istiyorsunuzdur — ki bu durumda, kendi yazarlar grubunuzu kurun, gelecek kongrede temsil edilmeyi sağlayin, dürüst bir savaşimla, açik bir tartişmayla çoğunluğu kazanmaya girişin. Martovculara verilen 25 Kasim 1903[40] tarihli Merkez Yönetim Kurulu yazisinda (Bkz: Sikiyönetim ve Birlik Tutanaklarinin Yorumu[92*] ) açikça belirtilen bu seçenek, Plehanov'la (sayfa 219) benim, 6 Ekim 1903 tarihinde eski yazikurulu üyelerine gönderdiğimiz mektupla tam bir uyuşum içindeydi. Plehanov'la ben o mektubumuzda, bunun ya bir kişisel öfkeden ileri geldiğini (ki bu durumda, en kötü olasilikla, onlari"üyeliğe bile çağirabileceğimizi") ya da bunun bir ilke ayriliğisorunu olduğunu (ki bu durumda da sizin her şeyden önce partiyi inandirmaniz, merkez organlarinin kimlerden kurulacağikonusunda değişiklik yapilmasihakkinda, ondan sonra konuşmaya başlamaniz gerektiğini) belirtmiştik. Tam o siralarda, yoldaş Martov, profession de foi'si[93*] içinde (Bir Kez Daha Azinlikta başlikliyazisinda) aşağidaki satirlariyazdiğina göre, Merkez Yönetim Kurulu, bu nazik seçimi yapma işini seve seve martovculara birakabilirdi. Martov şunlariyazmaktaydi:
"Azinlik, bir kimsenin yenilebileceğini, ama gene de yeni bir parti kurmayabileceğini partimiz tarihinde ilk kez gösterme onurunun kendisinde olduğunu iddia edebilir. Azinliğin bu tutumu, partinin örgütsel gelişmesine ilişkin (sayfa 220) görüşlerinden kaynaklanmaktadir; partinin ilk baştaki çalişmalariyla aralarinda güçlü bağlar bulunduğu bilincinden kaynaklanmaktadir. Azinlik 'kağit üzerindeki devrimler'in gizemli gücüne inanmamaktadir ve kendi çabalarinin yaşamin içinde saldiği derin köklerde, parti içinde yapacaklari salt ideolojik propagandayla, örgütlenmeye ilişkin ilkelerinin zaferini sağlayacaklarinin güvencesini görmektedirler." (italikler benim.)
Ne mağrur, ne görkemli sözler! Ama bunlarin
yalnizca sözde kaldiğini olaylarin bize öğretmesi de ne aci! ... Umarim beni bağişlayacaksiniz yoldaş Martov,
sizin halk etmediğiniz bu "onuru" şimdi
çoğunluk adina ben iddia ediyorum. Bu onur gerçekten büyük bir onur olacaktir, uğrunda döğüşmeye değer bir onur olacaktir, çünkü gruplar, bize, bölünmeye karşiaşiriölçüde yavaştan davranma geleneğini ve "ya ceketini çikar dövüşelim ya ver elini barişalim" düsturunun aşiribir istekle uygulanmasinibirakmiştir.
Büyük kivancin (birleşik bir partiye sahip olmanin), ufak-tefek kaygilara (üyeliğe çağrilma konusundaki kavgalara) ağir basmasigerekiyordu ve ağir da basti. Ben merkez yayin organindan, (benimle Plehanov'un merkez yayin organiadina konseye temsilci olarak gönderdiğimiz) yoldaş Y de konseyden çekildik. Merkez Yönetim Kurulunun bariş konusundaki ultimatomunu, martovcular bir savaş ilânindan farksiz olan bir mektupla (bkz: anilan yayinlar) yanitladilar. Bunun üzerine ve ancak bunun üzerine, yazikuruluna, aleniyet konusundaki mektubumu yazdim (
iskra, n° 53).
[94*] Eğer revizyonizm konuşulacaksa, tutarsizlik, anarşist bireycilik ve baziönderlerin yenilgisi tartişilacaksa beyefendiler, o zaman hiç bir şeyi geri tutmaksizin, her şeyi,
(sayfa 221) bütün olup bitenleri ortaya koyalim — aleniyet konusundaki mektubumun özü buydu. Yazikurulu öfkeli bir sövgü ve tanrisal bir öğütle yanit verdi:
"çevre yaşaminin kavgaciliğini ve zavalliliği"nikariştirmaya kalkişmayin (
iskra, n° 53). Kendi kendime düşündüm: "Çevre yaşaminin kavgaciliğive zavalliliği", öyle mi?.. Pekala,
es ist mir recht[95*] beyefendiler, sizinle aynigörüşteyim. Baksaniza, bu demektir ki, siz, "üyeliğe çağirilma" konusundaki bütün, bu yaygarayi,
çevreci kavgasi olarak sinifliyorsunuz. Bu doğrudur. Ama şu uyuşmazliğa ne buyrulur? — bu aynisayinin, 53'üncü sayinin başyazisinda, ayniyazikurulu (öyle saymak zorundayiz), bürokrasi, biçimcilik, vb. hakkinda konuşuyor.
[96*] Siz, merkez yayin organina üye olarak çağirilmak için verilen savaşiortaya atmaya kalkişmayiniz, çünkü bu kavgacilik olur. Ama biz Merkez Yönetim Kuruluna üye olarak çağirilmak sorununu ortaya atacağiz ve onun adina kavgacilik demeyeceğiz, "biçimcilik" konusunda ilke ayriliğidiyeceğiz. Hayir, sevgili yoldaşlar, dedim kendi kendime, sizin böyle yapmaniza izin vermememe müsaade edin. Siz benim kaleme ateş açacaksiniz, üstelik benim topçumu teslim etmemi isteyeceksiniz. Çok şakacisiniz! Ve böylece
Yazikuruluna Mektup'umu (
"Iskra" Yazikurulundan Çekilişimin Nedeni)
[97*] yazdim ve
iskra dişinda yayinladim. Bu mektubumda, gerçekte neler olup-bittiğini kisaca anlatiyor ve merkez yayin organinisiz, Merkez Yönetim Kurulunu biz alalim temeli üzerinde bir barişin olasiolup olmadiğinibir kez daha soruyordum. O zaman hiç bir taraf, partide kendini "yabanci" hissetmeyecekti, sonra, oportünizme doğru
(sayfa 222) kayişi, ilkin basinda, ardindan da, ola ki üçüncü parti kongresinde tartişacaktik.
Bu bariş önerisine yanit olarak, düşman, konsey de dahil, bütün topçu bataryalariyla ateş açti. Top mermileri başima yağiyordu. Otokrat, Schweitzer, bürokrat, biçimci, süper-merkez, tek yanli, boyuneğmez, inatçi, dar kafali, vesveseli, kavgaci. Çok ala dostlarim! Bitirdiniz mi? Dağarciğinizda daha başka bir şey kaldimi? Bütün bu cephanelerin çok zavallica olduğunu söylemeliyim...
şimdi sira bende. Yeni
iskra'nin örgütlenme konusundaki yeni görüşlerinin içeriğini ve bu görüşlerin, partimizin "azinlik" ve "çoğunluk" olarak ikiye bölünmesiyle ilişkisini, gerçek niteliğini, ikinci kongredeki tartişmalarive oylamalaritahlil ederek daha önce esasen ortaya koymuş olduğumuz bölünmeyle ilişkisini inceleyelim.
(sayfa 223)