KÜTÜPHANE | LENIN | ESERLER 4

V– TROÇKİ’NİN TASFİYECİ GÖRÜSLERİ

Troçki">

KÜTÜPHANE | LENIN | ESERLER 4

V– TROÇKİ’NİN TASFİYECİ GÖRÜSLERİ

Troçki, konuyla ilgili görüşleri hakkında yeni dergisinde mümkün olduğunca az şey söylemeyi yeğledi. “Put Pravdi” (No. 37) Troçki’nin ne illegalite sorunu, ne de legal bir parti için mücadele şiarı vs. üzerine tek bir sözcük bile etmediğini daha önce belirtmişti. İşte bu nedenle biz, herhangi bir ideolojik-politik fizyonomiden yoksun ayrı bir örgütlenmenin ortaya çıkmak istemesi durumununda, başka şeylerin yanı sıra, en kötü fraksiyonculuktan söz ettik.

Troçki görüşlerini açıkça ortaya sermek istemese de, dergisinin tam bir dizi pasajı, onun gizliden gizliye ve üstü örtülü olarak hangi görüşleri savunduğunu gösteriyor.

İlk sayının daha ilk yazı kurulu makalesinde şunları okuyoruz:

“Devrim öncesi sosyal-demokrasi bizde sadece fikirleri, hedefleri itibariyle bir işçi partisi idi. Gerçekte ise, o zamanlar uyanmaya başlayan işçi sınıfını peşinden sürükleyen Marksist aydınların bir örgütüydü…” (s. 5).

Bu, gerçekte Parti'nin yadsınmasına başlangıç olan, herkesin bildiği liberal ve tasfiyeci nakarattır. Bu nakarat, tarihsel olguların çarpıtılmasına dayanır. Daha 1895/96 yıllarının grevleri, hem ideolojik, hem de örgütsel olarak sosyal-demokrasiyle bağlı proleter bir kitle hareketi yaratmıştı. Bu grevlerde, ekonomik ve ekonomik olmayan ajitasyonda “aydınlar işçi sınıfını peşinden mi sürüklemiştir”!!?

Ya da önceki döneme kıyasla 1901–1903 yıllarında devlete karşı işlenen suçlar üzerine verileri alalım. Kurtuluş hareketine katılan (devlete karşı suç işlemek yüzünden kendilerinden hesap sorulan) her 100 kişinin meslekleri

şöyleydi:
Dönem Tarım Sanayi ve Serbest Mes. Belirsiz mesl.
Ticaret ve Öğrenci ve Mesleksiz
1884–1890 7,1 15,1 53,3 19,9
1901–1903 9,0 46,1 28,7 8,0

Rusya’da henüz Sosyal-Demokrat Parti’nin olmadığı, hareketin henüz “Narodnik” olduğu seksenli yıllarda, aydınların ağırlıkta olduğu görülüyor: katılanların yarısından çoğunu oluşturuyorlardı.

Fakat bu tablo artık bir Sosyal-Demokrat Parti'nin var olduğu, eski “Iskra”nın faaliyetini sürdürdüğü 1901–1903 yıllarında tamamen değişti. Artık aydınlar harekete katılanlar arasında azınlığı oluşturuyorlar, artık işçilerin sayısı (sanayi ve ticaret) aydınlardan fazla, işçilerle köylüler ise birlikte toplam sayının yarısından fazlasını oluşturuyorlar.

Tam da Marksizm içindeki eğilimlerin mücadelesi içinde, sosyaldemokrasinin küçük-burjuva aydın kanadı, önce “Ekonomizm” (1895–1903), sonra “Menşevizm” (1903–1908), daha sonra da “Tasfiyecilik” (1908–1914) kendisini gösterdi. Troçki, Parti'ye karşı Tasfiyecilerin ileri sürdükleri iftiraları tekrarlıyor ve bunu yaparken de yirmi yıllık eğilimler arası Parti-içi mücadeleye değinmekten korkuyor.

İşte bir başka örnek:

“Rus sosyal-demokrasisi parlamentarizme karşı tutumunda” (öteki ülkelerde olduğu gibi) “aynı üç safhadan geçmiştir…” “… ilkönce ‘boykotçuluk’ … sonra parlamenter taktiğin ilkesel olarak kabulü, ancak …” (mükemmel bir “ancak”, fiçedrin’in şu cümleyle anlattığı “ancak”ın aynısı: Kulaklar alın hizasını geçmez, hayır, geçmez!) “… salt ajitatif amaçlarla … ve son olarak … Duma kürsüsünden güncel taleplerin öne sürülmesi…” (No. 1, s. 34).

Tarihin yine Tasfiyeci tarzda çarpıtılması. İkinci ile üçüncü aşama arasındaki fark, reformizm ve oportünizm savunmasını gizliden gizliye buraya taşımak için icat edilmiştir. “Sosyal-demokrasinin parlamentarizme karşı tutumu”nda bir aşama olarak boykotçuluk olmamıştır. Ne Avrupa’da (orada anarşizm vardı ve anarşizm kaldı) ne de Rusya’da; ki Rusya’da örneğin Bulygin Duması’nı boykot, sadece belli bir kurumla ilgiliydi, hiçbir zaman parlamentarizmle bağıntılandırılmadı ve boykotu saldırının devam ettirilmesi uğruna liberalizmle Marksizm arasındaki mücadele yarattı. Bu mücadelenin Marksizm içindeki iki akımın mücadelesine nasıl yansıdığı konusunda Troçki tek söz etmiyor.

Tarihe dayanıldığında, somut sorunlar ve çeşitli eğilimlerin sınıfsal kökleri açıklanmak zorundadır: sınıf mücadelesini ve Buligin Duması’na katılım hususunda eğilimler arasındaki mücadeleyi Marksistçe incelemek isteyen biri, orada liberal işçi politikasının köklerini görecektir. Fakat Troçki, somut sorunlara yan çizmek ve bugünkü oportünistleri haklı çıkarmak ya da buna benzer bir şey inşa etmek için tarihe dayanıyor.

“… Fiilen – diye yazıyor – bütün eğilimler tarafından, bir ve aynı mücadele ve parti inşası yöntemleri kullanılıyor” — “İşçi hareketimizde bir liberal tehlike üzerine koparılan yaygara, gerçekliğin sadece kaba sekter bir karikatürüdür” (No. 1, s. 5 ve 35).

Bu, Tasfiyecileri çok açık ve son derece öfkeli bir şekilde savunmadır. Ancak biz buna rağmen yakın tarihli küçük bir olgudan söz edeceğiz — Troçki salt laf üretiyor, biz işçilerin bizzat olgu üzerine kendi başlarına düşünmelerini diliyoruz.

“Severnaya Raboçaya Gazeta”nın 13 Mart tarihli sayısında şunları yazdığı bir olgudur:

“İşçi sınıfının önünde duran belli, somut bir görevi –Duma’yı (basın üzerine çıkarılacak) yasa tasarısını reddetmeye zorlamak– öne çıkarmak yerine, ‘kısaltılmamışşiarlar’ muğlak mücadele formülü öne sürülmekte, aynı zamanda, işçilerin legal basınları için mücadelesini güçsüzleştirmekten başka bir işe yaramayacak olan illegal basın için reklam yapılmaktadır.”

Bu, Tasfiyecilerin politikasının açık, belgesel ve net olarak savunulması, “Pravda” yandaşlarının politikasının ise eleştirilmesidir. Peki şimdi ne olacak? Bu sorunda iki eğilimin de “bir ve aynı mücadele ve parti inşası yöntemlerini” kullandıklarını söyleyecek, meselelere vakıf birini bulmak mümkün mü? Burada Tasfiyecilerin liberal bir işçi politikası yürütmediklerini söyleyecek meselelere vakıf birini bulmak mümkün mü? Burada işçi hareketinde liberal tehlikenin uydurulduğunu söylemek mümkün mü?

Troçki olgulardan ve somut belirtilerden kaçınıyor, çünkü bunların hepsi onun öfkeli yaygarasını ve cafcaflı laflarını acımasızca çürütüyor. Kurum kurum kurumlanarak “kaba sekter bir karikatür” di-ye açıklama yapmak elbette çok kolay. Ve “muhafazakâr fraksiyonculuğun köleliğinden kurtulmak” üzerine daha güçlü ve daha cafcaflı laflar etmek de hakeza zor değil.

Fakat bu pek kelepir bir tarz değil mi? Bu silah, Troçki’nin liseliler önünde parladığı zamanların deposundan alınma değil mi?

Troçki’nin öfkelendiği “ileri işçiler”, yine de kendilerine şunun açıkça ve net olarak söylenmesini istiyorlar: Somut politik kampanyanın sözü edilen değerlendirilmesinde açıkça ifade edilen “mücadele ve parti inşası yöntemleri”ni onaylıyor musunuz? Evet mi, hayır mı? Eğer evetse, o zaman bu bir liberal işçi politikasıdır, Marksizme ve Parti'ye ihanettir, ve böyle bir politikayla, böyle bir politika

güden gruplarla “barış”tan ya da “birlik”ten söz etmek, kendi kendini ve başkalarını aldatmak demektir.

Hayır mı? O zaman bunu açıkça söyleyin. Fakat lafla günümüz işçilerini derinlemesine etkilemek, tatmin etmek ve korkutmak mümkün değildir.

Ayrıca: Tasfiyecilerin aktarılan alıntıda açıkladıkları politika liberal açıdan bile aptalcadır, çünkü Duma’da yasanın kabul edilmesi, Bennigsen gibi Komisyonda kartları tamamen açan “Zemstvo Oktobristleri”ne bağlıdır.

*

Rusya’daki Marksist hareketin eski katılımcıları Troçki figürünü çok iyi bilirler ve onlar için onun hakkında konuşmaya değmez. Fakat genç işçi kuşağı onu bilmiyor, ve onun hakkında konuşmak gerekir, çünkü o, gerçekte aynı şekilde Tasfiyecilikle Parti arasında yalpalayan beş yurtdışı grupçuğunun tümü için tipik olan bir figürdür.

Eski “Iskra” zamanında (1901–1903), yalpalayan ve “Ekonomistler”den “Iskracılar”a, Iskracılardan Ekonomistlere geçen bu kişilere “Tuşino firarileri” damgası vurulmuştu (Rusya’daki karışıklık döneminde bir kamptan ötekine geçen savaşçılar böyle adlandırılıyordu*).

Tasfiyecilikten söz ederken, yılların seyri içinde ortaya çıkan, Parti'nin yirmi yıllık tarihi içinde “Menşevizm” ve “Ekonomizm”le iç içe geçen ve belli bir sınıfın, liberal burjuvazinin politikası ve ideolojisiyle ilintilenmiş belli bir ideolojik akımı saptıyoruz.

“Tuşino firarileri” kendilerinin fraksiyonlarüstü olduklarını açıklıyorlar ve bunun biricik nedeni, görüşlerini bugün bir fraksiyondan, yarın bir başka fraksiyondan “ödünç almaları”dır. 1901–1903 yıllllarında Troçki, ele avuca sığmaz bir “Iskra” taraftarıydı ve Ryazanov, onun 1903 yılındaki Parti Kongresi'ndeki rolünü, “Lenin’in

* 17. yüzyıl başındaki “karışıklık” dönemi, köylü ayaklanmaları ve Çarlar Boris Godunov ve Vasili fiuyski’ye karşı “düzme Dimitri”nin savaşları; ikinci, “düzme Dimitri”nin ordugâhı ve sarayı Moskova’nın 15 km. kuzeybatısında bulunan Tuşino’daydı. —Alm. Red.

sopası” olarak niteliyordu. 1903 sonunda Troçki bu kez ele avuca sığmaz bir Menşevik olmuştu, yani “Iskra” taraftarlığından “Ekonomistler”e geçmişti; “eski ‘Iskra’ ile yenisi arasında bir uçurum olduğunu” açıkladı. 1904/1905 yılında Menşeviklerden ayrılıp, yalpalayan bir tutum alarak kâh (“Ekonomist”) Martinov’la birlikte çalışır, kâh kaba-solcu “sürekli devrim”i ilan eder. 1906/1907 yıllarında Bolşeviklere yakınlaşır, 1907 ilkbaharında ise Rosa Luxemburg’la dayanışma içinde olduğunu açıklar.[97]

Dağılma döneminde uzun “fraksiyonel olmayan” yalpalamalardan sonra yeniden sağa sapar ve 1912 Ağustos’unda Tasfiyecilerle bir blok oluşturur. fiimdi yine onlardan ayrılıyor, fakat meselenin özü itibariyle onların zavallı düşüncelerini tekrarlıyor.

Bu tür tipler, Rusya’da proleter kitle hareketinin henüz uyuduğu ve herhangi bir grupçuğun, başkalarıyla birleşmekten söz eden bir akım, bir grup, bir fraksiyon, tek sözcükle bir “güç” olarak görünmek için yeterince “yer bulduğu” dünün tarihsel oluşumları ve formasyonlarının enkazı olarak tipiktir.

Genç işçi kuşağının, ne 1908’den beri Tasfiyecilikle ilişkiyi belirleyen ve saptayan parti kararlarını, ne de sözü edilen kararların eksiksiz tanınması temelinde, çoğunluğun birliğini fiilen gerçekleştirmiş olan Rusya’nın modern işçi hareketinin deneyimine herhangi bir biçimde güvenmek istemeyen, inanılmaz iddialarla ortaya çıkan kişilerin ne mal olduğunu tam olarak bilmesi gerekir.

Mayıs 1914

İYİ BİR KARAR VE KÖTÜ BİR KONUfiMA[98]

Rusya’nın bütün sınıf bilinçli işçileri, Uluslararası Büro’nun Rus meseleleri üzerine kararını hiç kuşkusuz ilgi ve dikkatle karşıladılar. Bu kararın özü, bilindiği gibi, gerek sosyal-demokrat programı tanıyan, gerekse de programları sosyal-demokrat programla “uyum içinde olan” Rusya “işçi hareketinin tüm fraksiyonları”nın bir “genel görüş alışverişi” toplantısını örgütleme kararıdır.

Bu ikinci saptama, sadece Yagiello taraftarlarını değil, programlarının sosyal-demokrasinin programına “uyduğu”nu ya da onunla “uyum içinde bulunduğu”nu açıklamaya hazır her grubu kapsadığı için olağanüstü geniş kapsamlıdır. Yine de bu lastikli saptamanın hiçbir zararı yok, çünkü bir “görüş alışverişi” için, sosyal-demokrasinin tek tek gruplarının birleşmek istedikleri grupları bile dışarıda bırakmaksızın, katılımcıların bileşimini geniş kapsamlı tutmak arzu edilir bir şeydir. Uluslararası Sosyalist Büro’nun toplantısında iki planın sunulduğunu unutmamak gerekir: 1) Kautsky’nin , “bir genel görüş alışverişi düzenleme” planı, ve sadece bu. Tarafsız bir heyet önünde, yani Uluslararası Sosyalist Büro (USB) Yürütme Komitesi önünde yapılacak bir görüş alışverişi, durumun ne olduğunu ve farklılıkların ne kadar derin olduğunu gösterecektir. 2) Diğer plan, Rosa Luxemburg tarafından önerildi, fakat Kautsky’nin itirazlarından sonra onun tarafından yeniden geri çekildi; bu plan, “birleşik partinin yeniden tesisi amacıyla bir birleşme konferansı” öngörmekteydi.

Bu planın daha kötü olduğu kendiliğinden anlaşılır, çünkü –Rosa Luxemburg’un burada sadece, acıklı bir ünü olan “Tyszka çevresi”nin[99] “yeniden tesisini” gizliden gizliye işin içine sokmaya çabaladığını ta

mamen bir yana bırakırsak – ilkönce tam veriler toplanmak zorunda. Daha ihtiyatlı tutulan ve birlik sorununa, önceden bir “görüş alışverişi” yapılması ve eksiksiz belgelerin incelenmesi yoluyla daha sistematik yaklaşan Kautsky’nin planı kabul edildi.

Fakat, Büro’nun kararı haline gelen Kautsky’nin hazırladığı karardan, Kautsky’nin bir noktada korkunç şeyler iddia edecek kadar ileri giden konuşmasını ayırt etmek gerekir. Bu hususa kısaca değinmiştik, ancak şimdi “Vorwärts”in (Alman merkez organının) Kautsky’nin konuşması hakkındaki raporu, bizi bu önemli sorun üzerinde ayrıntılı biçimde durmaya zorluyor.

Rosa Luxemburg’a karşı çıkarak şöyle dedi Kautsky:

“Eski adlar kalmasına rağmen, eski Parti artık yok, fakat bu adlar yılların seyri içinde yeni bir içerik kazandı. Eski yoldaşları sadece Partileri eski adı taşımadığı için tez elden dışlamamak gerekir.”

Rosa Luxemburg, “Kautsky’nin Rus Partisi'nin ölmüş olduğu ifadesinin düşüncesizce edilmiş bir laf olduğu”nu söyleyerek itiraz ettiğinde, Kautsky sadece,

“sözlerinden sanki Rus sosyal-demokrasisinin ölmüş olduğunu açıkladığının anlaşılmasını protesto etmekle yetindi. O sadece eski biçimlerin kırıldığını ve yeni bir biçimin yaratılmak zorunda olduğunu söylemiştir.”

Resmi raporun sorunumuzla ilgili pasajları bunlar.

Kautsky’nin sosyal-demokrasinin ölmüş olduğunu söylemediği ve bunu söyleyemeyeceği çok açık. Fakat Parti'nin ortadan kaybolduğunu söyledi ve kendisine itiraz edilmesine rağmen bunu geri almadı!

İnanılmaz gibi geliyor, ama gerçek!

Kautsky’nin açığa vurduğu karışıklık inanılmaz ölçüde büyük. Hangi “eski yoldaşlar”ın dışlanmasından söz etti? Bay Potresov ve ortaklarının mı? Tasfiyeci şekilsizliği “onların Partisi” olarak mı niteledi?

Yoksa Kautsky, Rosa Luxemburg’un formülüyle dışlanan “PPS solu”nu mu kastetmekteydi? Fakat o zaman da “eski yoldaşlar” sözünü anlamak mümkün değil, çünkü PPS üyeleri Sosyal-Demokrat Parti kurulduğundan bu yana, 1898 yılından bu yana kesinlikle hiçbir zaman Sosyal-Demokrat Partili yoldaşlar olmamışlardır!

Bizim için iki yorum da eşanlamlıdır, çünkü birlik üzerine bir “görüş alışverişi”nden Tasfiyecileri dışlamak gerçekten de gülünçtür (aslında bütün mesele onlardan kaynaklanıyor), aynı şekilde PPS’in sol kanadını dışlamak da gülünç olurdu (soyut konuşulduğunda, Tasfiyecilerin – onlardan her şey beklenir! – sosyal-demokrat bir parti olmayan PPS ile kurdukları bölücü Blok’u kesin olarak savunması mümkündür). Her halükârda sadece Tasfiyeci bayların değil, onların müttefiklerinin de Parti'den ne istediklerini anlamak zorunludur.

Fakat Kautsky’nin, işi Büro önünde Rus Partisi'nin var olmadığını açıklamaya kadar vardırdığı tartışma götürmez bir gerçektir.

Kautsky işi nasıl bu korkunç şeylere kadar vardırabildi? Bunu anlamak için, Rus işçilerinin, Alman sosyal-demokrat basınını Rus meseleleri üzerine kimin bilgilendirdiğini bilmeleri gerekir. Almanlar yazdıklarında, görüş ayrılıkları sorununu genellikle geçiştiriyorlar. Alman sosyal-demokrat gazetelerinde Ruslar yazı yazdıklarında ise, ya “Leninistler”e karşı rezilce küfretmek amacıyla bütün yurtdışı grupçuklarının Tasfiyecilerle kurdukları bir ittifakı görüyoruz (1912 ilkbaharında “Vorwärts”de olduğu gibi), ya da herhangi bir Tyszkacının, Troçkistin ya da sorunu bilerek belirsizleştiren herhangi bir yurtdışı çevresi üyesinin yazı alıştırmasını. Yıllar boyunca tek bir belge, tek bir kararlar derlemesi, fikirlerin tek bir tahlili, gerçeklere ilişkin belge toplama yönünde tek girişim yok!

(Teoriyle ilgilendiklerinde materyal toplamayı ve bunları incelemeyi pekâlâ bilen) Alman Parti yöneticilerinin, kendilerine bilgi veren Tasfiyecilerin masallarını dinleyip bunları tekrarlamaktan utanmamalarından üzüntü duyuyoruz.

Kautsky’nin konuşması acınacak bir tuhaflık olarak kalırken, Büro’nun kararı hayata geçecektir.