REFORMİSTLERİN PLATFORMU VE
DEVRİMCİ SOSYAL-DEMOKRATLARIN
PLATFORMU[87]
Rusyada devrimci yükseliş 1912 yılının ilk yarısında reddedilmez biçimde ortaya çıktı. Politik grevlere katılanların sayısı fabrikatörlerin hesabına göre beş ayda 515.000e yükseldi. Bu grevcilerin şiarlarının neler olduğunu, taleplerinin neler olduğunu, gösterilerinin, mitinglerinin vs. nasıl bir politik içeriği arzettiğini, Merkez Organın 27. sayısında tam içeriğiyle basılmış olan özellikle önemli bir belge, Petersburg işçilerinin 1 Mayıs çağrısı kanıtlıyor.
Petersburglu işçiler, anmaya değer bu günlerde reformist şiarlarla değil, devrimci sosyal-demokrasinin şiarlarıyla ortaya çıktılar: Kurucu Meclis, Sekiz Saatlik İşgünü, Çiftlik Sahiplerinin Arazilerine Elkonması, Çarlık Hükümetinin Devrilmesi, Demokratik Cumhuriyet.
Türkistanda, Baltık Denizi Filosunda ve Karadenizde askerlerin ve bahriyelilerin ayaklanmaları ve ayaklanma girişimleri,[88] Rusyada karşı-devrimin frenlenemeyen egemenliğinin ve işçi hareketinin durgunluğunun uzun yıllarından sonra yeni bir devrimci yükselişin başladığını
objektif olarak
yeniden doğruladı.
Bu yükseliş, bütün politik partilerin, bütün politik akımların şu ya da bu biçimde, politik durumun bir
genel
değerlendirmesiyle ortaya çıkmak
zorunda kaldıkları IV. Devlet Duması seçimleri dönemine rastladı. O halde, politik görevlerimizi, grupların sofu istekleri olarak değil de işçi sınıfının görevleri olarak tahlil edeceksek, programları ve platformları kitle mücadelesinin gerçekleriyle ve verili toplumun tüm sınıflarının eylemleriyle karşılaştırarak Marksist tarzda sınayacaksak,
o zaman çeşitli seçim platformlarını da tam da kitlelerin
bu devrimci yükselişinin mihenk taşında denemeli ve sınamalıyız. Çünkü sosyaldemokrasi için seçimler, kimi vaatler ya da açıklamalar pahasına özel bir politik operasyon, bir oy avı değil, sınıf bilinçli proletaryanın ana talepleri ve politik dünya görüşünün temellerinin ajitasyonu için özel bir vesiledir yalnızca.
Kara Yüzlerden Guçkova dek tüm hükümet partilerinin program ve platformları hiçbir kuşku uyandırmıyor. Bunların karşı-devrimci özü göze batıyor, açıkça gün yüzüne çıkıyor. Bu partilerin, sadece işçi sınıfı ve köylülük içinde değil, aynı zamanda
hatta burjuvazinin geniş tabakaları içinde bile herhangi bir ciddi destekten yoksun oldukları herkesçe biliniyor. Bu tabakalar Oktobristlere neredeyse tamamen sırt çevirdiler.
Liberal-burjuva partilerin program ve platformları kısmen neredeyse resmi olarak yayınlandı (müslüman grubun platformu), diğer kısmı büyük politik basından tam olarak biliniyor (İlerlemecilerin ve Kadetlerin platformu). Bütün bu program ve platformların
özünü
Kadet Gredescul, Reçte basılan ve buradan Marksist basına ulaşan açıklamalarda mükemmel biçimde ifade etti.
Rusyada yeni bir devrimin
gerekliliğinin alenen yadsınması
Bay Gredescul görüşlerini bizzat böyle formüle etti (bkz. Sosyal-Demokrat No. 27, s. 3), ve devrimcilere karşı (başta Kadetler olmak üzere) liberalizmin
gerçek
platformunu çıkardı: Sadece
sakin, sebatlı ve inançlı bir
anayasal
çalışma gereklidir.
Gerek Rusyada gerekse de bütün burjuva ülkelerde çoğu platformlar yalnızca
göstermelik
platformlar olduğu için, gerçek platform sözlerinin altını çiziyoruz.
Meselenin özü tam da, Bay Gredesculun (ender bir samimiyet nöbetinde) itiraf ettiği şeyde yatıyor. Liberal-monarşist burjuvazi yeni bir devrime
karşıdır ve
yalnızca anayasal reformlardan yanadır.
Sosyal-demokrasi tutarlılıkla, burjuva demokrasisi (Narodnikler) yalpalamalarla, yeni bir devrimin gerekliliğinden yanadır ve bunun propagandasını yapıyor.
Kitle
mücadelesinin yükselişi
başladı. Devrimci sosyal-demokratlar onu daha ileriye,
devrim aşamasına kadar yükseltmeye yardım ederek genişletmeye ve sağlamlaştırmaya çabalıyorlar. Buna karşılık reformistler yükselişi yalnızca bir canlanma olarak görüyorlar, politikaları anayasal tavizlerin, anayasal reformların elde edilmesine yöneliktir. Bunun sonucu olarak burjuvazi ve proletarya, Rus tarihinin bu aşamasında da halk üzerinde, kitleler üzerinde nüfuz mücadelesine girdiler. Mücadelenin sonucunu hiç kimse önceden söyleyemez, fakat RSDİPin
bu
mücadelede hangi yeri alması gerektiği hakkında da hiç kimse kuşku besleyemez.
Parti'nin seçim platformunun ve Tasfiyeciler Konferansının[89] seçtiği Organizasyon Komitesi'nin bugünlerde yayınladığı seçim platformunun değerlendirilmesine böyle ve ancak böyle yaklaşılabilir.
Merkez Komitesi tarafından Ocak Konferansı'ndan sonra yayınlanan Parti'nin seçim platformu, Nisan ve Mayıs olaylarından
önce
yazılmıştı. Bu olaylar onun doğruluğunu
onayladı.
Tüm platform boyunca bir düşünce uzanıp gider:
bugünün
Rusyası'nda anayasa reformlarının umutsuzluğunun, ütopik karakterinin eleştirisi ve devrim propagandası. Platformun şiarları,
işte bu yüzden, devrimci görevleri tam bir açıklıkla ifade etsin ve onların anayasa reformları üzerine vaatlerle karıştırılmasını olanaksız kılsın diye seçilmiştir. Parti'nin platformu, ayaklanmanın görevlerinin kendilerine
açıklandığı yüzbinlerce
politik grevciye, köylülüğün milyonlarca ordusunun ileri kişilerine, devrimci sosyal-demokratların doğrudan bir
çağrısı
niteliğindedir. Devrimci parti, kendi platformu için, açıklamalarına verilen, Mayıs grevleri ve Haziran-Temmuz askeri ayaklanma girişimleri görünümündeki bu dolaysız yankıdan daha iyi bir mihenk taşı, platformunun bizzat yaşam tarafından daha iyi bir onayını düşleyemez bile.
Tasfiyecilerin platformuna bir göz atalım. Onun Tasfiyeci özü Troçkinin devrimci lafızlarıyla ustaca gizleniyor. Bu maske, saf ve tamamen deneyimsiz kişileri bazen yanıltabilir ve hatta onlara Tasfiyecilerin Parti'yle uzlaşması olarak bile görünebilir. Fakat birazcık büyük bir dikkat, bu kendi kendini kandırmayı hemen giderecektir.
Tasfiyecilerin platformu Mayıs grevlerinden ve yazınki ayaklanma girişimlerinden sonra kaleme alınmıştır. Ve bu platformun karakteri sorununun objektif yanıtını ararken, herşeyden önce şunu sorarız:
o bu grevleri ve ayaklanma girişimlerini
nasıl değerlendirmiştir?
Ekonomik yükseliş
Grev hareketindeki artışla proletarya, yeni bir toplumsal yükselişin yaklaşan başlangıcına işaret etti
Proletaryanın koalisyon özgürlüğü talebini içeren güçlü Nisan hareketi Tasfiyecilerin Nisan ve Mayıs grevleri üzerine platformda söylediklerinin
hepsi
budur.
Fakat bu düpedüz bir yalandır! Bu, olguların açıkça çarpıtılmasıdır! Burada
esas mesele
atlanmıştır, herhangi bir anayasa reformunun elde edilmesine
değil,
hükümetin
devrilmesine, yani devrime yönelik olan politik grevin
devrimci
karakteri atlanmıştır.
Nasıl oldu da, güzel lafızlarla dolu, illegal, devrimci bir bildiride böylesine bir yalan söylenebildi? Böyle olmak
zorundaydı, çünkü liberaller ve Tasfiyeciler olayları
böyle değerlendiriyorlar.
Onlar grevlede, görmek istedikleri şeyi görüyorlar: anayasa reformları için bir mücadele. Görmek istemedikleri şeyi hiç görmüyorlar: devrimci yükseliş. Biz liberaller reformlar için mücadele etmek istiyoruz, devrim için değil ifadesini Tasfiyecilerin
yalanında bulan sınıfsal konumun
gerçeği budur.
Ayaklanma girişimleri üzerine şunları okuyoruz:
Kışladaki askerler
şiddet, aşağılama ve açlıkla
umutsuz protesto patlamalarına itiliyorlar, ama sonra leblebiyle, yağlı kementle vs. yeniden sakinleştiriliyorlar
Liberallerin değerlendirmesi budur. Biz devrimci sosyal-demokratlar, ayaklanma girişimlerinde,
kitle ayaklanmasının başlangıcını
görüyoruz, başarısızlığa uğramış, vakitsiz, doğru olmayan bir başlangıç, fakat biz biliyoruz ki,
kitle, başarılı ayaklanmayı ancak, tıpkı Rus işçilerinin 19011904 yıllarında bir dizi başarısız ve hatta bazen özellikle talihsiz siyasi grevler yoluyla 1905 Ekiminin başarılı grevini yönetmeyi öğrendiği gibi, başarısız ayaklanmaların deneyimine dayanarak
öğrenir.
Kışla tarafından en fazla aptallaştırılan işçiler ve köylüler baş kaldırmaya
başladılar diyoruz biz. Buradan şu berrak ve açık sonuç çıkıyor: onlara,
başarılı
ayaklanmanın hangi hedefler uğruna ve
nasıl hazırlanması gerektiğini
açıklamak
gerekiyor.
Liberaller farklı değerlendiriyor: askerler
umutsuz
protesto patlamalarına itiliyor diyorlar. Liberaller için ayaklanan asker devrimin bir öznesi değil, başkaldıran kitlenin ilk müjdecisi değil, bilakis hükümetin keyfiliğinin, bu keyfiliğin gösterilmesine hizmet eden bir
nesnesidir (umutsuzluğa itilmektedir).
Bakın, Hükümetimiz ne kadar kötü, askerleri
umutsuzluğa itiyor
ve sonra da onları leblebiyle sakinleştiriyor diyor liberal (sonuç: gördünüz mü, eğer biz liberaller iktidarda olsaydık, o zaman bizde asker ayaklanmaları olmazdı).
Bakın, geniş kitlelerin derinliklerinde devrimci enerji nasıl olgunlaşıyor diyor sosyal-demokrat, kışla talimiyle ezilen asker ve bahriyeliler bile başkaldırmaya başlıyor ve başarısız ayaklanma yapa yapa başarılı ayaklanmanın nasıl yapılacağını öğreniyorlar.
İşte görüyorsunuz: Tasfiyeciler, ilkbahar ve yazın başlayan Rusyadaki devrimci yükselişi (sözcüğün Senatoda[90] sahip olduğu anlamda) açıkladılar.
Ardından Partimizin programını açıklıyorlar.
RSDİP programında şöyle deniyor:
RSDİP önüne en yakın
dolaysız
politik görev olarak Çarlık otokrasisinin devrilmesini ve yerine demokratik cumhuriyetin getirilmesini koyar, demokratik cumhuriyetin anayasası: 1. halkın mutlak egemenliğini
güvence altına alacaktır
vs. ardından özgürlüklerin ve hakların sayılması gelir.
İnsan bunun yanlış anlaşılamayacağına inanmak istiyor. En yakın dolaysız görev otokrasinin devrilmesi, yerine, özgürlükleri
güvence altına alan cumhuriyetin getirilmesidir.
Tasfiyeciler bütün bunları değiştirdiler:
Sosyal-demokrasi diye okuyoruz platformlarında halkı de
mokratik cumhuriyet için mücadeleye çağırıyor
Halkın
ancak devrim ertesinde gerçekleştirebileceği bu hedefe ulaşmaya çalışan sosyal-demokrasi,
şu anki seçim kampanyasında
(bakın hele!) emekçi kitleleri, şu
günlük
talepler etrafında toplanmaya çağırıyor: 1.
Devlet Duması seçimlerinde genel vs. oy hakkı.
Sosyal-Devrimci Tasfiyeci Pyeşehonov, 1906 sonbaharında, legal partinin kurulması üzerinde çalışırken (neredeyse kuracaktı da
polis onu rahatsız edip kodese tıktı sadece!), cumhuriyetin
uzaklarda
yiten bir perspektif olduğunu, cumhuriyet sorununun büyük bir ihtiyat gerektirdiğini, şimdi talep olarak
gündemde
reformların durduğunu yazdı.
Fakat Sosyal-Devrimci Tasfiyeci safdil, ahmak, kabaydı ve dolambaçsız konuşuyordu. Avrupalı oportünistler böyle mi davranıyor? Hayır, onlar daha kurnaz, daha hilekâr, daha diplomatikler
Cumhuriyet şiarından vazgeçmiyorlar nasıl bir iftira! Onu sadece, her darkafalının elinin altında bulunan düşünceleri kendilerine kılavuz edinerek, gerektiği gibi açıklıyorlar. İş devrime varacak mı, varmayacak mı, bu henüz bir soru işareti der darkafalı kendi basit tarzında ve Troçki bilgili tarzda tekrarlar Naşa Zaryada (No. 5, s. 21). Cumhuriyet ancak devrim ertesinde, ama şu anki seçim kampanyasında
gündemde
anayasa reformları duruyor!
Her şey ne güzel gidiyordu: cumhuriyet hem kabul ediliyor hem de uzağa itiliyordu. Devvvrimci sözler esirgenmedi fakat gerçekte şu anki seçim kampanyasında (bütün platform sadece
şu anki kampanya için yazılmıştır!) reform talepleri gündemde duran talepler olarak gösterildi.
Evet, evet, Tasfiyeci Konferansı'nda diplomasi sanatının büyük ustaları oturuyordu
Ve bu ustalar ne kadar da acınasıdır! Fakat bunlar çevrecilik diplomatlarını sevince garketmeyi, sade bir uzlaşmacıyı yanıltmayı başarsalar da bir Marksist onlara başka şeyler söyleyecektir.
bununla yetinmez; propagandamız ve tüm sosyal-demokrat işçilerin propagandası, işin devrime varıp varmayacağını
belirleyen faktörlerden biridir, der. Yüzbinlerce politik grevci, çeşitli askeri birliklerin ileri unsurları bize, Partimize, hangi yolu tutmaları, hangi dava adına başkaldırmaları, neyi hedeflemeleri gerektiğini, başlayan yükselişin devrime kadar yükseltilmesi mi yoksa reformlar için mücadeleye mi yöneltilmesi gerektiğini soruyorlar.
Devrimci sosyal-demokrasi bu sorulara, darkafalı-Troçkist, devrim olacak mı olmayacak mı, kim bilebilir ki diye burun karıştırmaktan bir ölçüde daha ilginç ve önemli yanıtlar verdi.
Yanıtımız şudur: Anayasa reformlarının ütopik özünün eleştirisi, ona bağlanan umutların asılsızlığı konusunda aydınlatma,
devrimci
yükselişi çok yönlü ve mümkün olduğunca çok teşvik etme, seçim kampanyasından
bunun için
yararlanma. Devrimin olup olmayacağı
yalnızca bize bağlı
değildir.
Fakat biz
elimizden geleni
yapacağız ve hiçbir şey bunu olmamış saydıramayacaktır. Bu, kitlelerin ta içine demokratizmin ve proleter öz faaliyetin tohumlarını saçacaktır, ve bu to-hum, yarın demokratik devrimde mi olur, öbür gün sosyalist devrimde mi olur, ama
mutlaka
filiz verecektir.
Buna karşılık
kitlelere kendi yavan, entellektüelimsi, Bundcu-Troçkist kuşkuculuklarını: devrimin olup olmayacağı bilinmez, ama
gündemde reformlar varı vaaz edenler bu kişiler
daha bugünden
kitleleri bozuyor ve kitlelere liberal ütopyalar vaaz ediyorlar.
Seçim kampanyasını yarım milyon işçinin devrimci greve girdiği, asker üniforması giymiş köylülerin ileri unsurlarının soylu subaylara ateş açtığı verili, reel
şu anki politik durumun ruhuyla
doldurmak yerine bunun yerine, (çok az Avrupalı, çok fazla Çinli, yani demokratik-devrimci olan) bu reel durumu sözümona Avrupalı (bu Tasfiyeciler zaten öyle Avrupalıdır, ah, öyle iyi Avrupalıdır ki!) parlamenter düşüncelerinden
siliyorlar.
Fakat bu durumu, hiçbir yükümlülüğü olmayan bazı lafızlarla bir kenara iterken, reformist seçim kampanyasını
gerçek
seçim kampanyası ilan ediyorlar!
Sosyal-Demokrat Parti, Dördüncü Duma seçim platformuna,
hem seçimler nedeniyle
hem de vesilesiyle,
ve hem de
seçimler üzerine tartışmada kitleleri devrimin
zorunluluğu, acil
gerekliliği
ve
kaçınılmazlığı üzerine bir kez daha aydınlatmak için gerek duyuyor.
Tasfiyeciler ise platforma, seçimler
için, yani devrim üzerine düşünceleri belirsiz olasılıklardan biri olarak kibarca bir kenara itmek, buna karşılık seçim kampanyasını, anayasa reformlarına ön ayak olma amacıyla gerçek kampanya ilan etmek için gerek duyuyorlar.
Sosyal-Demokrat Parti, seçimlerden, kitleleri tekrar tekrar devrim düşüncesine, artık kaydedilebilen devrimci yükseliş düşüncesine
getirmek
için yararlanmak istiyor. Bu yüzden Sosyal-Demokrat Parti, platformuyla Dördüncü Duma seçmenlerine açıkça şunu söylüyor: anayasal reformlar
değil,
cumhuriyet, reformizm
değil, devrim.
Tasfiyeciler Dördüncü Duma seçimlerini, anayasa reformlarını propaganda etmek ve devrim düşüncesini
zayıflatmak
için kullanıyorlar.
Bu amaçla, asker ayaklanmaları, askerlerin itildiği umutsuz protesto patlamaları olarak gösteriliyor, yükselecek ya da alçalacak olan kitle ayaklanmasının
başlangıcı
olarak değil, ki bu, başka şeylerin yanında, Rusyanın
tüm sosyal-demokrat işçilerinin onu tüm güçleriyle, tüm enerjileriyle, tüm coşkularıyla derhal desteklemeye geçip geçmeyeceklerine de bağlıdır.
Bu amaçla Mayıs grevleri, devrimci değil reformist grevler olarak izah edilmiştir.
Bu amaçla parti programı izah edilmiş ve en yakın dolaysız görev olarak özgürlüğü güvence
altına alan
cumhuriyetin kurulması yerine, şu anki seçim kampanyasında ve genel olarak şaka bir yana, hem de Dördüncü Duma için! çeşitli özgürlükler talebini
aktüel
görmek emredilmiştir.
Rus yaşamı eski Çinden ne kadar çok şey barındırıyor! Çarlığımız ne kadar çok eski Çin tarzına sahip, ve tepede Purişkyeviç ve Treşçenkovun, tabanda ise kitlelerin devrimci girişimlerinin egemen olduğu bir durumda parlamenter mücadele ve reformizm seremonisi sergilemek isteyen Tasfiyecilerimizde bunlardan ne kadar çok var! Entelektüellerin, MacDonald ve Jaurèsnin, Bissolati ve
Bernsteinın, Kolb ve Frankın tavsiye mektubunu göstererek, kendilerini Kvostov ve Makrovdan koruma çabalarında eski Çinden ne kadar çok şey var!
Troçkinin Tasfiyeciler Konferansı'nda sergilediği, Tasfiyeci görüşleri Parti görüşleriyle diplomatça uzlaştırması, gerçekte hiçbir şeyi uzlaştırmıyor.[91] Bu, bugünkü Rusyanın bütün sosyal ve politik durumunu belirleyen o muazzam politik olguyu yeryüzünden kaldırmayacaktır. Bu olgu, reformist ve devrimci sosyal-demokrat platform arasındaki mücadeledir, liberal parti önderlerinin şahsında burjuvazinin Rusyada yeni bir devrimin gerekliliğine karşı çıkması ve kitleleri özgürlük için gerçek mücadeleye çağıran proletaryanın yüzbinlerinin devrimci greve çıkışına karşı dengeleyici olarak, salt anayasal bir çalışmayı savunmasıdır.
Bir reformistlerin önünde, sonra devrimci sosyal-demokratların önünde yerlere kadar eğilmek bu objektif politik olguyu ortadan kaldırmaz, böylece onun gücü ve ağırlığı asla zayıflatılmış olmaz. Bu olgunun yol açtığı görüş ayrılıklarını ortadan kaldırmaya yönelik iyiniyetler bu niyetler gerçekten kesinlikle iyi ve dürüst de olsa , bütün karşı-devrim koşullarının ortaya çıkardığı ve birbirine uzlaşmaz biçimde düşman politik eğilimleri değiştirecek halde değildir.
Proletarya, devrimci ve sosyal-demokrat bayrağı altında başkaldırmıştır ve bu bayrağı dördüncü, gerici Dumanın arifesinde, liberallerin önünde dürmeyecektir, onu reformistlerin hatırına dürmeyecektir; çevre diplomasisinin düşünceleri hatırına platformunu körleştirmeye ya da örtbas etmeye razı olmayacaktır.
Devrimci sosyal-demokrasinin platformu, reformizmin platformuna karşı Mayıs grevleri bu sembol altında geçmiştir, RSDİP, toprak sahiplerinin ve papazların Dumasına seçimlere de bu sembol altında giriyor, Partinin bu Dumadaki ve geniş halk kitleleri arasındaki tüm çalışması bu sembol altında olacaktır.
Kasım 1912