Marx-Engels | Lenin | Stalin | Home Page
Garbis Altinoglu ArticlesBOLŞEVİK VE LENİNİST (!) TROÇKİ
Garbis Altınoğlu, 2 Eylül 2005
TROÇKİstler öteden beri kendilerini Bolşevik-Leninist olarak adlandırmakta, TROÇKİnin Leninin yolunda yürüdüğünü, ama Stalinin önderliğindeki Bolşevik Partisinin Leninin yolundan saptığını, hatta karşı-devrim yoluna girdiğini ileri sürmektedirler. Onlar, kapitalistlerin kendi çürük mallarını satmak için uydurdukları yalanlardan farksız olan bu gerçek-dışı propagandayı onyıllardır inat ve ısrarla sürdürmekte ve böylelikle, özellikle genç ve deneyimsiz devrimcilerin kafasını yıkamaya çalışmaktadırlar. Oysa gerçekler, onların söylediklerinden çok farklıdır.
O halde esas kaynağa, yani Leninin TROÇKİ hakkında söylediklerine şöyle bir göz atalım:
Martovla TROÇKİ, Alman yoldaşların önüne, marksist bir kılıf geçirdikleri liberal görüşleri koyuyorlar. (Rusyada Parti-İçi Anlayışın Tarihsel Önemi, Tasfiyecilik Üzerine, 1977, s. 152)
TROÇKİ Bolşevizmi çarpıtıyor, çünkü Rus burjuva devriminde proletaryanın rolü konusunda hiç bir zaman kesin bir görüşe varamamıştır. (Rusyada Parti-İçi Anlayışın Tarihsel Önemi, Tasfiyecilik Üzerine, 1977, s. 159)
Öte yandaysa TROÇKİ, sadece kendi kişisel yalpalayışlarını temsil ediyor, başka bir şeyi değil. 1903te menşevikti, menşevikliği 1904te bıraktı, 1905te yeniden menşeviklerin arasına döndü ve sadece ultra-devrimci sözler parlatmakla yetindi, 1906da menşeviklerden bir kez daha ayrıldı, 1906nın sonlarında kadetlerle seçim anlaşması yapılmasını savundu (yani bir kez daha menşeviklerle birlik oldu), 1907 ilkyazında, Londra Kongresinde, siyasal eğilimlerden çok bireysel görüş tonlarında Rosa Luxemburgdan ayrıldığını söyledi. TROÇKİ bir gün hiziplerden birinin ideolojik stokundan, ertesi gün ötekinin stokundan çalar ve bu nedenle de kendisinin hizipler üstü olduğunu ilan eder. Teorik olarak, TROÇKİ, tasfiyeciler ve otzovistlerle hiç bir noktada görüş birliğinde değildir, ama uygulamanın kendisinde goloscular ve vperyodcularla tam bir görüş birliğindedir... TROÇKİnin Rus sosyal-demokrasisinde genel parti eğilimini mi, yoksa genel parti karşıtı eğilimi mi temsil ettiğine okurlar karar versin. (Rusyada Parti-İçi Anlayışın Tarihsel Önemi, Tasfiyecilik Üzerine, 1977, s. 172-73)
RSDİP hakkında balonlar uçuran ve RSDİP ile hiç bir ortak yanı olmayan tasfiyecilere yaltaklanan TROÇKİ türünden kişiler bugün ortada kolgezen hastalığı temsil ediyorlar. Bu kişiler anlaşma konusunda ucuz vaazlar vererek kendilerine bir kariyer yapmaya çalışıyorlar... İşin aslında, Stolipin türünden bir işçi partisi kurmakta olan tasfiyecilere teslim olunmasını salık veriyorlar. (RSDİP İkinci Paris Grubunun Kabul Ettiği Partideki Durum Hakkında Karar, Tasfiyecilik Üzerine, 1977, s. 193-94)
TROÇKİ ve partiden çıkarılmış olan tasfiyeciler, Naşa Zarya ile Dyelo Jizninin yasa-dışı partiye açıkça sövüp sayarken söylediklerini biraz daha yumuşakça ifade ediyorlar. Onların görüşünce en faal olanlar dar yasa-dışı partinin dışındadırlar ve kişinin kendisini ilişkilendirmesi gereken onlardır. Biz kopup ayrılan tasfiyeciler- faal unsuruz; parti kendisini, yığınlarla bizim aracılığımızla ilişkilendirmelidir. (Yasa-dışı Parti ve Yasal Eylem, Tasfiyecilik Üzerine, s. 287)
Bu gerçek gösteriyor ki, biz TROÇKİye hizipçiliğin en kötü kalıntılarının temsilcisi derken haklıyız. Gerçi kendisi hizip-dışı olduğunu iddia ediyor ama, Rusyadaki işçi sınıfı hareketiyle pek az yakınlığı olanların bile bildiği gibi TROÇKİ, TROÇKİ hizbinin temsilcisidir. (Birlik Birlik Diye Birliğe Vurulan Darbe, Tasfiyecilik Üzerine, s. 362)
Rusyada marksist hareketin kıdemlileri TROÇKİyi çok iyi bilirler.Onlara TROÇKİyi anlatmaya hiç gerek yok. Ama genç işçi kuşakları onu bilmiyorlar... Eski İskra günlerinde (1901-1903), ekonomistlerden uzaklaşıp iskracılara yanaşan, sonra geriye göç eden yalpalayıcılara Tuşino dönekleri (güç günlerde bir karargahtan ötekine geçen savaşçılara verilen ad) denirdi... Tuşino döneklerinin gruplar-üstü olduklarını iddia ederken dayandıkları tek temel, görüşlerini, bir gün bir gruptan, ertesi gün, bir başka gruptan ödünç almalarıdır. TROÇKİ, 1901-1903 arasında, ateşli bir iskracıydı. Riyazanov, 1903 kongresinde TROÇKİnin rolünü Leninin sopası olarak tanımlamıştı. 1903ün sonunda TROÇKİ ateşli bir menşevikti, yani iskracıları bırakmış, ekonomistlere kaçmıştı... 1904-1905 döneminde TROÇKİ, menşevikleri bıraktı, kah (ekonomist) Martinovla işbirliği yaparak, kah onun saçma ölçüde sol sürekli devrim teorisini ortaya dökerek, ortada yalpalayan bir tutum takındı. 1906-1907 döneminde bolşeviklere yanaşan TROÇKİ, 1907 ilkyazında Rosa Luxemburgla görüş birliğinde olduğunu iddia etti. Çözülme döneminde, hizip-dışı uzun yalpalardan sonra, yeniden sağa yanaştı ve Ağustos 1912de tasfiyecilerle bir bloka girdi. Her ne kadar özünde tasfiyecilerin bayağı görüşlerini dile getiriyorsa da şimdi onları bir kez daha bırakmıştır. Bu tür kişiler, geçmişin tarihsel kuruluşlarından, Rusyada yığınsal işçi sınıfı hareketinin henüz uykuda olduğu günlerden ve her grubun kendine bir grup, eğilim ya da hizip, kısacası bir güç süsü vermek için alanı boş bulduğu ve ötekilerle birleşme pazarlığı yaptığı zamanlardan geriye kalan bir enkazdır. (Birlik Birlik Diye Birliğe Vurulan Darbe, Tasfiyecilik Üzerine s. 369-70)
Peki ömrü Lenine ve Bolşeviklere karşı savaşım içinde geçmiş olan ve Bolşevik Partisine Ekim Devriminin öngününde, yani Temmuz 1917de katılmış olan TROÇKİ, Lenin hakkında neler söylüyordu? Bu konuda, sadece bir-iki örnek vermekle yetineceğim. Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisinin (=RSDİP) 1903de yapılan ünlü İkinci Kongresinde Bolşeviklerle Menşevikler yollarını ayırmışlardı. Lenin 1904 yılının Şubat ve Mayıs ayları arasında, İkinci Kongre sırasında yaşanan savaşımı anlattığı Bir Adım İleri İki Adım Geri adlı kitabını hazırladı.
TROÇKİ ise Ağustos 1904te Lenine yanıt vermek için Cenevrede basılan Siyasal Görevlerimiz (=ashi Politicheskie Zadachi) adlı kitabını kaleme aldı. Bu kitabı Aziz öğretmenim Pavel B. Axelroda adayan Troçki burada Lenini Fransız Devriminin sol kanadının Jakoben önderlerinden Maximilien Robespierree benzeterek, sözümona aşağılamaya çalıştı. O, Maximilien Lenin olarak nitelendirdiği Bolşevik önderi,iğrenç, sefih ve demagojik bir üsluba sahip (L. Trotsky, Siyasal Görevlerimiz, Cenevre, 1904, s. 75) olarak niteliyor ve onun becerikli bir istatistikçi ve pasaklı bir avukat (age, s. 95) olduğunu söylüyordu. Troçkiye göre, Leninin Trajik Jakobenist hoşgörüsüzlüğünün boş bir karikatürü olan kem zihniyetli ve ahlaksal bakımdan iğrenç kuşkuculuğu ne pahasına olursa olsun etkisizleştirilmediği takdirde Parti moral ve teorik çürüme tehdidinden kurtulamayacaktı. (age, s. 95) Troçki aynı broşüründe şunları da söyleyecekti: Leninin metotlarının sonucu şudur: Önce, Parti örgütü bir bütün olarak Partinin yerini alır; sonra Merkez Komitesi örgütün yerini alır ve sonunda tek bir diktatör Merkez Komitesinin yerini alır (L. Trotsky, age, s. 54) TROÇKİ, Nisan 1913de Duma Menşevik fraksiyonunun başkanı olan Nikolai Chkheidzeye gönderdiği mektupta ise şöyle diyordu: "Rus işçi sınıfı hareketinin geri yanlarını profesyonel bir tarzda sömüren yaygaracılar şahı Leninin sistematik olarak kışkırttığı yaygaralar, anlamsız bir saplantıdan başka bir şey değildir... Günümüzde, o gösterişli Leninizm binası yalanlar ve çarpıtmalar üzerine kurulmuştur ve içinde kendi yokoluşunun tohumlarını taşımaktadır. (Aktaran N. Popov, Outline History of the Communist Party of the Soviet Union, Cilt 1, Londra, s. 289)
Herhalde bu sınırlı veriler bile dürüst ve objektif okurun TROÇKİnin ne denli Bolşevik ve ne denli Leninist olduğunu anlamasına yardımcı olmaya yetecektir.